Kadın sömürü aracı değildir

Günümüzde bütün insanlık şeytanın hile ve tuzaklarına mâruzdur. Küfür, isyan, günah pislikleri açıktan akan lağım gibi, alenen insanların üzerine boca edilmektedir.

"Kadının özgürlüğü" maskesi altında insanlığı yoldan çıkarmak ve ahlaki çöküntüye yuvarlamak için desiseler kuran fesat şebekeleri, bozguncu mihraklar öncelikle kadını "sosyalleşmek" bahanesiyle sokağa atıp dejenerasyona uğratıyor ve yoldan çıkarıp ucuz bir mal gibi piyasaya sürerek kullanıyorlar.

İfsad komiteleri, sinema, televizyon, internet, gazete benzeri kanallarla, kadın bedenini metalaştırmakta,cinsel nesne olarak öne çıkarıpmagazin malzemesi olarak kullanılaraksömürmekte, onları fıtratlarına ters bir hayat tarzı yaşamaya zorlamakta ve aileyi tahribe uğraşmaktalar.

Güzellik yarışmalarında, podyum gösterilerinde, magazin programlarında, TV reklamlarında ve dizilerde kadın bedeni metalaştırılmakta, sömürülebilir addedilip,ikinci sınıf muamele gösterilerek alçaltılmakta, ahlaksızlık sıradanlaştırılarakbataklığa sürüklenmektedir.

Sanat adı altında işlenen iğrençlikler, televizyon ekranlarını kanalizasyona çevirmiş durumda.

Batı değerleri ve tüketim kültürünün merkezine oturtulan kadın hem kapitalizmin temsilcisi yapılmakta hem de batısal yaşam tarzının kitle iletişim araçlarıyla, özellikle de TV dizileri başta olmak üzere, reklamlar, eğlence ve tartışma programları, talk showlar aracılığıyla kitlelere empozesinde başrol verilmektedir.

Kadın, yalnızca pahalı kıyafetlere, makyaja, saça, mücevherlere önem veren, para düşkünü, saf, dedikodu yapmaktan ve erkek kovalamaktan başka pek de meziyeti olmayan bir figürana indirgenmiştir.

Artık bazı gazeteler tirajlarını, bazı televizyon kanalları reytinglerinikadın istismarınaborçlu hale gelmiştir.

İnsanlık tarihinde kadın hep ikinci sınıf görülüp, iğrenç muamelelere maruz kalan kadın günümüzde de boyut ve biçimi farklı olsa da benzeri uygulamalara şahit olmaktayız.

Oysa kadın, Allah'ın bize bir emaneti olan eşimiz, Rabbimizin bize göz aydınlığı olarak verdiği kızımız, yaratılışımızda hatta hayatımız boyunca ilk sığınağımız, anamızdır.

Kadınlar İslamiyet'le birlikte değer, izzet ve şeref kazandılar. Rabbimiz: "Onlar sizin örtüleriniz, siz de onların örtülerisiniz. Onların sizin üzerinizde, sizin de onların üzerinde haklarınız vardır" Bakara-187 buyurarak kadının erkekle karşılıklı sorumluluklarını beyan etmiştir.

Kadın, insan neslini doğuran ve yetiştiren muhterem bir varlıktır. Onun kalbi, sevgi ile nakış nakış işlenmelidir ki, çocuklarını o sevgiyle korusun, büyütsün ve topluma yararlı insanlar haline getirebilsin.

Kadın, anamızdır. Analarımız bizlerin dünyaya gelmesine vesile olan fedakârlık sembolü kimselerdir. Çekirdeğin toprağın yüreğinde hayat buluşu gibi, çocuk da anada hayat bulur.

Kur'an ifadelerinde kutsileşen, Peygamberimizin dilinde yüceleşen anne merhameti, çileyi, sabrı ve fedakârlığı aşk haline getiren, duası kabul olan, hoşnutluğu cennet yolunu açan en saygı değer insandır.

Anne bağlılığın, cömertliğin, karşılık beklemeden vermenin ve sevmenin sembolüdür. Anne, ilâhi rahmete benzer. Hep verir, fakat karşılık beklemez. Annelerimiz başlarımızın tâcı, dertlerimizin ilâcı, gönüllerimizin sultanıdırlar.

Kadın