Sentetik, dijital

"Yoksa onların çoğunun gerçeğe kulak verdiğini veya akıllarını kullandıklarını mı sanıyorsun Onlar tıpkı hayvanlar gibidir. Hatta doğru yolu seçmede hayvanlardan daha yetersizdirler. "

(Furkan 44)

Alemlerin Rabbi, bize gönderdiği kitapta insanın, aklını kullanarak ve hakkını savunarak yeryüzündeki halife olabileceği gibi, tam tersini yaparak hayvandan aşağı olabileceğini açıkça belirtmiştir.

Aylardır, tanrı rolüne soyunmuş küresel zenginlerin, insanlık üzerinde uzun vadeli ve adım adım yaklaştıkları projelerini anlatmaya çalıştım. Bunu benden daha ayrıntılı ve önemli delilleriyle yapan birçok araştırmacı da mevcut, ama medyanın, siyasilerin ve halkın gözünde hepsinin ortak ismi komplo teorisyeni.

"Ajanda 2030" adı altında planlarını, günbegün tüm devletlerde uygulamaya sokuyorlar. Yerle bir olan dünya ekonomisini daha da kötü hale getirerek, insanların en temel ihtiyaçları olan barınma, karnını doyurma vb. peşinde tüm ömürlerini harcatarak, arka planda neler yaptıklarını rahatlıkla gizleyebiliyorlar. Refaha ulaşan küçük bir toplumu da medya ve sahte rol modeller kullanarak, sahte zevklerin ve dopamin bağımlılığının pençesine düşürmüş vaziyetteler.

Biz, 100 bin liralık telefonların, ailemizden soyutlayan diziler ve spor müsabakalarının, kendimizi vitrinde sergilediğimiz ve sahte hayatlarına özendiğimiz sosyal medyanın, gençlerin hayatlarına yarardan çok zarar veren sınav streslerinin peşinden koşarken çocukluğumuzdan, gençliğimizden, anneliğimizden, babalığımızdan, akrabalığımızdan, komşuluğumuzdan, bizi insan yapan değerlerimizden bir bir uzaklaştırılıyoruz.

Üzerimizde başarıyla uyguladıkları 2030 ajandası politikalarıyla, doğru dürüst üreyemeyen, aile bağları nedir bilmeyen, hayatlarını karbon üretimine göre ölçüp ona göre şekillendiren, tarihinden bihaber, eleştirel düşünmeden yoksun doğru propaganda bilmeyen, yanlışı popülerse doğru kabul eden, üzerinde tıbbi deneyler yapılmasını doğal karşılayan, içtiği suyun yediği yemeğin ne tadını ne de faydasını alabilen, kadına kadın, erkeğe erkek diyemeyen, çocuklarının tasarrufu kendi elinde olmayan, mülkü olmayan her şeyi kiralık elde edebilen, 15 dakikalık sözde akıllı şehirlerden dışarı çıkamayan, kutu gibi evlere hapsolmuş, bireysel çiftçiliği ve üretimi yok edilmiş, küresel şirketler ne verirse onu yiyen, içen, konuşan, alan, düşünen ve onlar nasıl yaşamanızı istiyorsa öyle yaşayan (Tabii buna yaşamak denirse) sentetik, güncellenebilir dijital canlılar haline geleceğiz.