Yaşandı, tekrarladı, tekrarlayacak

"29 Kasım 1114 Pazar günü sabahın erken saatlerinde Maraş'ta çok büyük bir deprem meydana geldi. Herkesin derin uykuda olduğu sırada aniden müthiş bir gürültü koptu ve yeryüzü şiddetle sarsıldı. Kayalar ve tepeler parçalandı. Korkunç öfkenin şiddetinden dağlar ve tepelerin kükremeleri işitildi, dehşete düşmüş hayvanlar gibi çığlıkları yankılandı. Bu sesler çok kalabalık bir ordunun çıkardığı gürültüye benziyordu. Tanrı'nın kudretinden korkan bütün mahlukat, çalkalanan bir deniz gibi sarsıldı ve titredi. Bütün ovalar ve dağlar tunç gibi çınlayıp kasırgaya tutulmuş ağaçlar gibi sallanarak savruldular. Tüm mahlukat uzun süredir hasta olan bir insan gibi çığlık atıp inleyerek büyük bir korkuyla acı sonunu bekledi. Ülke kederli bir kaçak gibi büyük bir dehşet içindeydi. Her yerden mahkum edilmiş bir insan gibi feryat ve figanlar işitiliyordu. Depremin ardından gecenin içinde bir saat boyunca devam eden bu seslerden korkan herkes hayattan ümidini kesti ve "İşte son günümüz, Kıyamet Günümüz geldi." dedi. O günkü manzara böyleydi. Bütün sesler çok kısa süre sonra yerini depremin oluşturduğu enkazın altından gelen insan seslerine bıraktı. Ancak kimsenin kimseye yardım elini uzatacak durumu yoktu. Bu deprem ile Maraş şehri tamamen toprak altına gömüldü. Bu şehirde yaşayan hiç kimse depremden sağ kurtulamadı ve Maraş'ta yaşayan yaklaşık 40.000 kişi yaşamını kaybetti."Urfalı Mateos'un VekayinamesiYukarıdaki satırları okurken, Mateos sanki 2023 Maraş depremini tasvir ediyor zannettim. Bu kadar mı benzerlik olur, hatta depremden etkilendiğini söylediği yerler dahi şu şekilde; Elbistan, Sîs (Kozan), Misis (Yüreğir), Keysun (Çakırhüyük), Sümeysat (Samsat), Hisn-ı Mansûr (Adıyaman), Raban (Araban), Urfa, Antakya, Harran, Haleb, Azaz, Esârib, Zerdana ve Bâlis. Hep söyleriz ya, tarih tekerrürden ibarettir, diye... 15 Şubat 2023 günü yapılan açıklamalarda vefat sayıları bile, o günküne ne kadar yakın değil mi Bu derece tekerrür eden tarihin, ileriye yönelik acılarını da tekerrür etmemek için, geçmişte büyük kayıpların yaşandığı depremleri analiz etmek zorundayız. O bölgelerde, belli periyodlarla bu sarsıntılar tekrarlamış ve tekrarlayacak, fakat yaşanılan acının tekerrür etmemesi, artık bizlerin elinde. Anadolu tarihi kayıtları, dünyanın en ayrıntılı kayıtlarıdır belkide. 2000 senedir yaşanan büyük