Manidar manzara

Eski yazılarımda da defalarca bahsettiğim bir mesele vardı; Sermaye dünya kontrolünü, artık batıdan alıp doğuya transfer ediyor diye. Batının bu durumu kolay kabullenmeyeceği, bunun için savaş vereceği belliydi. Trump hükümetinin Amerika'da başa gelmesi ile amaçlarına bir süre ara vermek zorunda kaldılar. Ardından küresel sermayenin en büyük aparatı olan Biden hükümetinin, kimilerine göre şaibeli bir seçimle başa gelmesi küresel sermayenin doğuya transferine hız kazandırdı. Tüm silahlarını kullanarak bu transferi bir an önce tamamlamak için, ellerinden geleni yaptılar.

Doğuyu şahlandıracak olan en büyük projeleri ise; Uzun yıllardır bugün için hazırladıkları Çin ekonomisi, yönetimi, dijital devlet sistemi ve diğer tüm insanlık dışı uygulamalarının batıya hızlıca uygulanmasını sağlayacak, "Bir Kuşak Bir Yol" projesi idi. Bu proje, Çin'in ticaretini batıya hızla getireceği gibi, diğer tüm politikalarının da hızla batı ülkelerine gelmesini sağlayacaktı. Ellerindeki gücün kayıp gitmesi ile yüz yüze kalan başta Amerika ulusalcı kanadı olmak üzere tüm batılı ülkelerin ulusalcı kanatları, bu projelere karşı var gücü ile karşı gelmeye çalışıyor.

"Bir Kuşak Bir Yol" projesinin en önemli safhası ise Çin'den Avrupa'ya uzanacak olan yolun güvenlik ve istikrarının sağlanması. Bu minvalde önce Amerika güçleri Afganistan'dan çekildi. Ardından Azerbaycan Ermenistan arasındaki problemli olan meseleler yeniden masaya yatırılıp, Azerbaycan lehine sonuçlandırıldı. Çünkü, bahsi geçen yol projesinin en kısa seçeneği Zengezur koridoru. Geçtiğimiz günlerde Paşinyan, Ermeni ve Türk tarihi ile ilgili alışık olmadığımız bir açıklama yaptı. Taşlar yerine oturuyor gibiydi. Bu süreçte, Batı'nın yıllardır ortalığı karıştırması gerektiğinde devreye soktuğu İran kartı devreye girmişti. Fakat, artık İran'da bu politikaya karşı duramayacağını anlayınca, Azerbaycan ile yakın ilişkiler kurmak üzere harekete geçti. İran Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı'nın Azerbaycan ziyareti sonrası dönerken helikopterin düşerek hayatlarını kaybetmesi, söz konusu savaşın hala sıcak olduğu ve dünyadaki ulusalcı kanatların bu projeye karşı hamlelerinin bitmediğini gösteriyor.

Batı ulusalcıları, geçtiğimiz yüzyıl boyunca küreselcilerle ortak hareket ederek dünyayı sömürürken kendileri için her şey çok güzeldi. Lakin, doğu eksenli Yeni Dünya Düzeni kurulurken, geçtiğimiz yüzyılın faturası da birilerine bırakılmalıydı. Batı, bu faturanın kendilerine ihale edilmemesi için son çırpınışlarını oynuyor. Şu aralar batılı ulusalcılar, küresel sermaye çetesinin dünyayı insanlık dışı yeni bir düzene entegre etmeye çalıştığını dünyaya anlatmaya çalışıyor. Baktığında haksız değiller. Oluşturulmaya çalışılan yeni düzen eskisine rahmet okutacak nitelikte. Ülken, evin, araban, madenlerin, denizlerin, arazilerin, tarımın, yaşlıların, çocukların, bedenin, bilincin, sağlığın zamanın bile, yeni dünya düzeninin talip olduğu konular. Bunlar için gerekli teknolojik altyapıyı kurdular. Çin'de bunun denemelerini yaparak başarılı oldular. Garibim Çin halkının on yıllardır çektiği çilelerden, artık kafasını kaldıracak gücü kalmadı. Ne gelse, eyvallah demekten başka bir şey yapamıyorlar.