KOVAN KARIŞIYOR

Dünya uzun yıllar boyunca, soğuk savaş ismi altında Sovyet Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki çatışmaya sahne oldu. Bu iki blok, yeri geldi Balkanlarda, yeri geldi pasifik okyanusunda birbirine girdi. Bazen Güney Amerika Devletleri üzerinden yürüttüler bazen Asya ülkeleri üzerinden bazen de bizim de içinde bulunduğumuz Orta Doğu üzerinden... Fakat, çarpışan hep iki ideoloji ve iki devletin başrolü çektiği bir çatışma. Sovyet blokunun yıkılması ile birlikte, ardıl devleti olan Rusya Federasyonu bu çatışmayı sürdürmedi. Kendi içine çekildi ve enerjisini kendi ülkesini yönetmeye, kalkındırmaya harcadı. Bu süreçte yalnız kalan Amerika, dünyanın çeşitli coğrafyalarında dilediği gibi at koşturdu. Kendisine suni düşmanlar yarattı, fakat bu da pek uzun soluklu olmadı. Neredeyse, 100 yıldır iki kutuplu güç dengesine alışık olan dünya, şimdi tekrar Amerika'nın da güç kaybetmesiyle çok kutuplu düzene keskin bir geçişin arifesinde. Amerika, bu düzenini devam ettirebilmek için, dünyayı demokrasi ile yönetilen ülkeler ve otokrasi ile yönetilen ülkeler olarak, yine iki kutup oluşturmaya çalışıyor. Lakin, gerek Afganistan'daki hezimeti gerek Ortadoğu'da istediği başarıyı elde edememesi, hatta girdiği coğrafyalardan arkasında bir başarısızlık bırakarak çıkması neticesinde, dünya ülkeleri artık, o eski hegemonyayı oluşturamayacağını fark etti. Önümüzdeki süreçte, dünya insanlığı çok kutuplu, üç, hatta dörtten fazla blokların birbiri ile mücadelesini izleyecek gibi görünüyor. Amerika'nın Nato üzerinden arsız politikası, kendi halindeki Rusya Federasyonu'nun agresif bir dış politika izleyerek, Ukrayna topraklarının önemli bir kısmına girmesi ile sonuçlandı. Rusya, karşısında askeri güçten ziyade, sadece silah yardımı yapabilen bir batı görünce daha da cesaret buldu. Hatta, bu çatışmanın Ukrayna dışında en çok etkileneni ticari açıdan Avrupa devletleri oldu. Böylelikle Nato'nun dolayısıyla Amerika'nın caydırıcı görüntüsü kırılmış oldu. Öte yandan Amerika, Afganistan ve Orta Doğu'yu bataklık haline getirip kendisi de bu bataklığa saplanıp debelenirken, Uzak Doğu'da sessiz ve derinden yükselen Çin ticari gücünü çok geç fark etti. Artık, karşısında özgüveni yerine gelmiş ve Rusya ile stratejik ortağız diyebilen bir Çin duruyor. Bu güç kaymaları diğer coğrafyaları da etkileyerek, uluslararası ticarette