Gıt gıt gıdak Cuf cuf cuf

Sene 1960'lar, Anadolu'dan kimisi bitişikteki tarlayı satın alabilmek, kimisi başını sokacak bir ev parası biriktirebilmek kimisi de yavuklusu için başlık parasını biriktirebilmek için yola koyulmuş...Dişleri sayılmış!Kan idrar tahlilleri yapılmış!Onları çağıranlar, pazularına bakmış!Kolay mı, İkinci Dünya Savaşı'nda yerle bir olan Batı Avrupa'yı inşa edecekler..Kimileri de maden ocaklarında kömür çıkaracaklardı.Dün Belçika'daydım, 1960'lı yıllarda gidenlerin çoğu Rahmeti Rahmana kavuşmuşlar, bir kısmının mezarı Batı Avrupa'da kalmış, oysa, hemencecik gidip geleceklerdi!Ben, otuz yıl öncesinde çoğunu tanıyıp hikayelerini bizzat kendilerinden dinlemiştim. Düşünsenize dil yok, yol, iz bilmezler!Kendileri için yapılan haimlerde, tek odanın içerisinde ranzalara koyulmuşlar, "Hier können Sie auch einkaufen" yani, "Aha buradan da alışveriş yaparsınız" demişler. Demişler demesine de yumurta, jilet nasıl istenir, nasıl bilsinlerBaşlarlar, "Gıt gıdak " demeye, ama nasıl anlasın ecnebiPortakalı alır altına, iki kokunu açar, başlar gıdaklamaya ...Birbirlerini kaybetmemek için, birbirlerinin ellerinden tutarak yürürler sokaklarda, ne bilsinler Batı Avrupa'da iki erkeğin el ele yürümesi başka anlamlarda...!Yine de kimi zaman kaybederler yollarını!İşaret bahnhoflar, yani tren istasyonları...Tarif alamazlar ve birbirlerinin arkasına tutunup, tren sesi çıkararak, "cuf cuf" meydanda dönerler!Ecnebiler tiyatro sanırlar, başlarlar önlerine para atmaya.Ama gösteri bitmez, anlarlar ki, bahnhofu soruyorlar, bizimkiler paraları almadan gösterilen istikamete doğru birbirlerinin ellerinden tutarak yürür giderler.Yıl 1988...450 kilo nohut, 300 kilo nohut satıp 1500 Mark da borç alıp düşer yollara Aksaraylı Ahmet...Parayı, anasına iç donuna yaptırdığı cebe saklar, çengelli iğne ile de sıkıca iğneler...Önce Macaristan sonra Almanya...Vize yok, oturma çalışma izni yok!Bisikletle işine giderken, araba çarpar da şikayetçi bile olamaz!Kaldığı bekar odasını basar polis, o da dört tonluk mazot tankerine saklanır!Çıktığında, boynundan