Devlet provoke mi ediliyor

Bu yazacaklarım, bir duyuma ya da birinin nakletmesine matuf şeyler asla değil, bizzat yaşayıp tecrübe ettiğim şeylerdir!Sözüm, görevini görevinin gerektirdiği şekilde yapanlara değildir.Lakin, bazı görevler vardır ki, o görevi ifa edenler mesleki normlarının dışında, özellikle medeniyetin, kültürün gerektirdiği normları taşımalıdırlar. Bu mesleklerin başında da sağlık çalışanları, özellikle hekimler gelmektedir.Yaşanılan ülkenin, ülke gerçeklerinin şartları gözardı edilerek yapılan meslek, hem yapana hem de hizmet alana zulüm olur!Evet, şartlar ağır olabilir...Evet, verilen hizmetin maddeten karşılığı da olmayabilir...Kaldı ki, dünyanın pek çok ülkesinde de hak edilen emeğin karşılığının yüzde yüz alındığı vaki de değildir!Kendi mesleğimden de misal vereyim ki, mevzu daha iyi anlaşılsın. Kırk küsur yıldır, bu ülkede tiyatro alanında iştigal etmekteyim...Üstelik de nüfusa oranla 2' yi aşmayan tiyatro seyircisi olan bir ülkede...!Daha yakın zamana kadar, bırakınız dört başı mamur bir tiyatro salonunda oyun oynamayı, çok amaçlı salon bulduğumuzda dahi, bayram ettiğimiz dönemler yaşadık!Bir de buna, tiyatro nasıl seyredilir bilmeyen insan profilimizi eklerseniz, seyredene de sahnede sanatını icra edene de zulüm olan bir ortamın ortasında bulursunuz kendinizi!Elinde cep telefonu bağıra bağıra konuşarak ya da cümbür cemaat oyunun herhangi bir yerinde salına salına salona gireni mi desem...!Oyun başlamadan ikaz yapılmasına rağmen oyun esnasında telefonu çalıp avazı çıkana kadar konuşanı mı desem...!Yine oyun devam ederken, alakasız bir yerinde alakasızca lakırdı yapanı mı desem...!Ne desem, bilemedim!Ne yazık ki, bu durumların artık olağanlaştığı bir ortamdan bahsediyorum!Bütün bu olumsuzluklara rağmen, eğer bu ülkede sanat özellikle tiyatro yapmaya çalışıyorsanız, içinde bulunduğunuz bu şartları görmezden gelmeli...Taşımanız gereken mesleki normları en alt seviyede tutmanın da ötesinde, içinde bulunduğunuz şartların gerektirdiği normları da taşıyamamanız gerekebilir!Oyunun bir yerinde telefonu çalan bir seyirciye rencide edici söz sarf edemez, görevliyi çağırıp, o seyirciye dışarı attıramazsınız !Mesleki, kanuni haklarınız, bunu yapma hakkını size verse de bunu yapamazsınız, yapmamalısınız! Çünkü, o insan, o tiyatro salonuna, tiyatro nedir, nasıl seyredilir bilmeden gelmiştir ve sizin o insana güzel bir tiyatro oyunu sahneleme göreviniz yanı sıra o insanı incitmeden, sabırla mesleğinizin ehemmiyetini hissettirme mecburiyetiniz vardır.Bu mecburiyet, size kanunen yüklenen bir mecburiyet olmayıp, meslek ahlakınızın, vicdanınızın yüklediği bir mecburiyettir.Bakınız, bu ülkede Pandemi süreci ve sonrasında sağlık alanında şiddetten bahsedilmekte ve hiç bir insanın kabul edemeyeceği haller yaşanmaktadır!Dün gece yaşayıp, bizzat tecrübe ettiğim bir gerçeğin altını çizmek isterim, o da hekimlik mesleğinin kutsallığı, lakin kendilerini sadece doktor sıfatını yakıştırıp, "hekimlik" kavramının derinliğinden habersiz olanlarla derdim, tabi, bu vasfı hakkıyla taşıyanları tenzih ederim.Evet, çok iyi bir doktor olabilirsiniz, ama eğer "hekimlik" normlarını taşımıyorsanız, siz yapay zekaya sahip bir robottan farksızsınız, demektir!Sağlık çalışanlarıyla ilgili daha bugün yaşadığım bir durumu anlatayım sizlere: Sabahın 00:04' ünde çaresiz kalıp, ambulans çağırıyorsunuz, gelen ambulansta hastanızı ambulansa taşıyacak personel eksikliğini görüyorsunuz ve " Hanımefendi adı üstünde acil servisi aradım, demek aciliyet var ve hastanın bir sağlık kuruluşuna nakledilmesi gerekiyor ki, arandınız ve geldiniz. Bu durumda,eksik elemanla gelinir mi