ÇAĞDAŞ SANAT

Bu hafta sonu sanat kültür babından, şöyle bir etkinlik sayfalarına göz gezdirirken, çağdaş sanat ifadesi aklıma takıldı bir an...Günümüzün digital ansiklopedisi "Wikipedia", bakın nasıl açıklıyor çağdaş sanatı: "Modern Sanatın aksine üretim yöntemlerine ve akımlara göre incelenmesi güç; çevre ve toplum bilincinin ağır bastığı; ağırlıklı olarak feminizm, küreselleşme, çevre, biyomühendislik, teknoloji-insan ilişkisi, AİDS ve çok kültürlülük gibi konularla ilgilenen; 1960'lı veya 1970'li yıllardan (başka bir deyişle modern sanatın veya Modernist dönemin bittiği kabul edilen zamandan sonra) günümüze kadar süregelen ve bir akım veya üslup benzeri birleştirici özellikleri olmadığından genel bir deyişle 'çağdaş' olarak adlandırılan sanat biçimleri." Son yıllarda sanatın ne olduğu, neye sanat eseri denilebileceği veya bir sanat eserinin maddi değerinin ne kadar olduğu gibi soruların cevaplarını arıyor insanoğlu. Çağdaş sanatta tekniğin yeri yoktur, diye bir cümleyle karşılaşmıştım, izlediğim yeni nesil bir belgeselde. Hangi sanat dalında olursa olsun, herhangi bir tekniğe bağlı kalmamak sanatın ruhuna ne kadar uyuyor acaba Bu minval üzere, alanım dışında olmasına rağmen, son senelerde resim sanatının geldiği noktaya dikkat çekmek isterim. Artık bir tuval ve biraz boya ile resim sanatıyla ilgili bir eğitiminiz olmasa da tuvalin karşısına geçip, ruhunuzun derinliklerinde olan duyguları sallamasyon bir şekilde gelişigüzel şekillerle kendinizi ifade edip, eseriniz bitince de karşısına geçip, evet, işte harika bir eser çıkardım, diyebilirsiniz. Günümüz çağdaş sanatı buna izin veriyor, lakin bu eser kime göre neye göre bir, "sanat eseri" kategorisinde... Günümüz dünyasında kavramların içini boşaltmak artık moda oldu, her kavram yeniden anlamlandırılmaya çalışılıyor ve insanoğlu yeni dünya düzenine ayak uydurabilmek için, mantıklı olup olmadığına bakmadan sadece adında yenilik, ''Post Modern'' gibi yakışıklı bir isim olduğu için sürekli yeniyi arıyor. Tamam, insanoğlu yeniyi hep aramıştır, insanoğlunun fıtratında olan bir şey yeniyi aramak ve gelişmek, ama bu yeniyi ararken mantığı bu kadar saf dışı bırakmak ne kadar doğruŞu ahir ömrümde çok değişen fikirlerim oldu yirmili yaşlarımdaki düşüncelerimle şu anki düşüncelerim arasında büyük farklar var, unutulmamalı ki, sadece aptallar fikirlerinin sabit kalmasını sağlar. İnsanın fıtratında gelişmek ve değişmek vardır, yeni fikirlere açık çalışır, bendeniz de evlatlarıma öğrencilerime bunu öğretmeye gayret ederim. Bir tarafta böylesine fikirlerim var iken, insanoğlu yeniyi biraz daha akıl, mantık ve izan çerçevesi içerisinde aramaya çalışsa daha hayırlı olmaz mı Sanat akımlarının bir akım olarak literatüre yerleşmesi yıllar alır. Bugün herkesin dalga geçebileceği, hatta günümüz modasıyla aşağılayabileceği eserler elli yıl sonra sanat dehası ve harikası olarak sunulabilir! Amma velakin günümüzde şahit olduğumuz sanat adı altında sergilenenleri gördükçe az önce söylediğim örneğin yakınından bile geçemezler. Bu kadar iddialı bir cümle kurabiliyorum! Kimse kusura bakmasın, yıllar önce itibarsızlaştırılan yerden yere vurulan Oğuz Atay'ın günümüzde gördüğü değer gibi, sonradan değer görebilecek bir çağdaş sanat göremiyorum. Oğuz Atay da kitaplarını yazdığı döneme göre çok yenilikçi ve örneği görülmemiş bir teknikle yazmıştı kitaplarını, ama içinde yeni de olsa bir teknik bir derinlik vardı. Çağdaş sanat savsatası olarak duvara sele bandı ile yapıştırılmış bir ''MUZ'' veya bir "BOŞ" tuval sanat olarak pazarlanmamalı ( Boş tuvale, ülkemizin en tanınan iş adamlarından birinin yüksek bir bedel ödediğine de şahit oldu bu gözler o konuya hiç girmeyeyim). Pazarlansa da benim nezdimde bir mesajı, bir hikayesi olmayan,