Akledene fazla söze ne gerek

Geçen yazımda çevremizde cereyan eden olaylar üzerinden, ülke olarak nasıl bir ateşin içerisine çekilmeye çalışıldığımıza, olaylar farklı ülkeler üzerinde gerçekleşse de asıl hedefe konulan ülkenin Türkiye ve Türk milleti olduğu hususuna dikkat çekmeye çalıştım. Bizim için asıl tehlikenin de dıştan ziyade, içimizdeki bir takım çevre ve zihniyetlerin verdiği ve vereceği zararlar olduğunu zikrettim.Eğer, içimizde başımızdaki belanın nasıl bir bela olduğu gerektiği gibi idrak edilebilseydi, bugün durumumuz çok daha farklı olabilirdi.Konu Kıbrıs oluyor, içimizden birileri sanki kastedilen Türk vatanı değilmişçesine, Yunan bakanlarla sirtaki oynayıp, göbek atıyor!Konu PKK oluyor, içimizden birileri birdenbire barış bülbülü kesilip, Türk insanını katleden, Türk askerine kurşun sıkanların haklarını savunuyor!Olağanüstü şartlarda sarıldıkları da merhum Atatürk'ün, ''Yurtta sulh cihanda sulh'' sözü oluyor(!)Yine içimizden birileri parkları bahçeleri yangın yerine çeviriyor, Türk mahkemeleri karar veriyor, Avrupa mahkemeleri Türk mahkemelerinin verdiği kararı elbette ki beğenmiyor ve Türkiye'ye yaptırım uygulamaya kalkıyor, hemen içimizden birileri de basıyorlar yaygarayı!Ne acıdır ki, yıllardır kimlikleriyle ilgili sorun yaşayan, Türk olduklarını söylemenin bile yasak edildiği Yunanistan'daki Türk kardeşlerimiz hakkında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin verdiği kararı, bir teki bile dillendirmiyor!Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması için çaba gösteren içimizdeki sözümona insan hakları savunucuları, Yunanistan'daki otuz bin camiden kala kala üç beş tane caminin kalmış olmasını insan hakları ihlali olarak görmüyorlar!Hülasa, hakkı elinden alınan Türk, tarumar edilmek istenen Türk vatanı olduğunda, içimizdeki sözümona siyasiler, sanatçılar oralı bile olmayı bırakınız, adeta düşmanın taşeronluğuna soyundular, soyunuyorlar ve durum gösteriyor ki soyunacaklar!Buyurun, en son İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın, Almanya'da yaşayan her önceliği Türk düşmanlığı olan biriyle, sırıta sırıta verdiği fotoğraf...!Şaşırdık mıElbette şaşırmadık!Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan belli değil miydiKışta kıyamette İstanbullu araçlarının içinde yaşam mücadelesi verirken,