Ah Cihangir Ah!

Son günlerde, dikkat çekici bazı gelişmeler oluyor gençler arasında! Yıllardır anlatmaya çalıştığım, anlatmaktan dilimde tüy bırakmayan konu; Kültürel iktidar meselesi...

Geçirdiğimiz genel seçim, çeyrek asır sonra birilerinin gözlerini açtı gibi. Yıllardır bağırır dururum, insanlar da, ne bağırıyor bu deli, derdi. Lakin, geç de olsa inandığınız değerlerin ve sözlerinizin doğru olduğunu görmek gibisi yok. Son günlerde sosyal medyada isimlerine "Sosyal medya fenomenleri'' denen genç arkadaşlarımızın, ''Cihangir Solcuları'' isimli parodilerine denk geldim. Eksikleri olsa da, önemli ve aslında çoğu kimsenin aforoz edilmek korkusundan değinmekten çekindikleri bir konuydu bu. Aslına bakarsanız, daha kelli felli komedyenlerimizin böyle bir konuyla ilgili skeç, parodi ve benzeri örneklerini görmek isterdim, lakin ona daha var o kadar çabuk çark etmezler. İzlediğim o parodi, aşağı yukarı şöyle:

Cihangirli sanat sepet tayfanın bir günü başlığıyla. Uyanır uyanmaz Halk TV'yi açıp, Sözcü gazetesini okumaya başladım. Benim gibi muhalif olan birkaç arkadaşımı arayıp Togg otomobilinin parçalarının yurtdışından geldiğini söyleyip yerli otomobili kötüleme seansını tamamladım. Sonrasında dışarıya çıkıp, Cihangir'in ara sokaklarını çıkıp, öğlen alkolü alırken Kılıçdaroğlu'na oy vermiş ama onu eleştiren arkadaşlarıma; ''KEMAL BEY DOĞRU ADAYDI YANLIŞ OLAN HALKTI'' dedim. Ayrıca Kemal bey giderse partinin biteceğinden bahsettim. Sonrasında oyuncu olmak isteyen birkaç hanfendiye sarma sigarası sararken, ''benim tanığım yönetmenler var isterseniz sizi onlara yönlendirebilirim'' diyerek ağzımı yaya yaya tavsiyelerde bulundum. Daha sonra Cihangir'den biraz uzaklaşayım dedim ancak Cihangir dışında ki her yerin avam olduğu aklıma gelince tam Cihangir sınırlarından çıkarken bir entelektüel hastalığı olan panik atağımın tutmasıyla tüm memnuniyetsizliğimle Cihangir'ime geri döndüm.

Evet, genç arkadaşımız hiç hakaret etmeden, kendince daha kendi yaşdaşlarıyla ilgili olan bir hicvi bizlere sunmuş. Lakin atölyemizdeki genç arkadaşlarımın söylediğine göre, kendine sol görüşlü diyen, ancak sol görüşlülüğü sadece Cihangir'de ikamet edip, az önceki hicivdeki hareketlere mensup insanlar, bir linç kampanyasına başlamışlar. Bu linç kampanyası başladıktan sonra da şöyle sosyal medyada sol jargonun eleştiriye ne kadar kapalı olduklarından, başkalarının aşağılarcasına hatta isteyerek aşağılayarak yaptıkları eleştiriler ortadayken, kendileriyle ilgili bu kadar masum bir eleştiriye olan tahammülsüzlüklerini tartışıyorlar. Hatta, benim de yeni tanıdığım, Jahrein mahlaslı bir arkadaşın twitini gösterdi atölyedeki arkadaşlar, twitte şöyle diyordu: Halil İbo bu aydınlanmayı yeni yaşıyor. Ben yıllarca Cumhur İttifakı eleştirdim. En fazla "ülkü ocaklarına gel bir çayımızı iç" linçi yedim. Ne vekillerle uğraştım, ne belediyelerin ihalelerini ifşa ettim. Hiçbir şey olmadı. Ne zaman ki muhalefetteki çöpleri gözler önüne serdim burada yemediğim linç kalmadı. Konuyla alakasız eşim, yeni doğan bebeğim, anam, babam herkes payını aldı bundan. Vatansız, kaçak, sığıntı bir Pkk artığı çıktı bu ülkeye 30 yıl doktor olarak hizmet etmiş babama hiç alakasız