30 Ağustos

Öyle bir haftanın içerisinden geçiyoruz ki, her bir anı anlayıp, idrak edip, hem kendi nefsimizi hem de toplum olarak son günlerin moda tabiriyle, toplumsal hafızamızı tazeleyip muhasebe yapmak zamanı!Tam 100 yıl öncesinin bugünlerini bir düşünün...Elde yok avuçta yok, var olma yok olma mücadelesi veriliyor!Vakti zamanında, bir paşamızın odasında siyah beyaz fotoğraf görmüş de dehşete düşmüştüm!Siperde askerler, onların arkasında da ayaklarından zincirlenmiş askerler...!Siperdedirler, karşı siperdeki askerleri nişan almış arkadan ayaklarından zincirlenmiş askerler ise cephedeki askerleri siper almışlar !Nasıl bir halde göründüysem paşamızın sesiyle irkildim, " Neden şaşırdınız Ahmet Bey, o siperdekiler neredeyse, 10 yıldır cephedeler...!Doğru ya, Yemen, Trablusgarp , Sarıkamış...Elde avuçta kalanlar... Ne hazin ki, belki de on yıl omuz omuza savaşanlar şimdi arkadaşları cepheden kaçmasınlar diye, ayaklarından zincirlere vurulmuş arkadaşlarına namluyu çevirmişler!Her iki yandakilerin ortak derdi, "kaçmasınlar"...!Evet, bende tıpkı sizler gibi şaşırmış olsam ki Paşa, " Onlar, on yıldır evlerinden barklarından uzaktalar ve hiçbir zaman da evlerine bu kadar yakın olacaklarını hayal edememişlerdi!Doğru ya, biz iki gün evimizden uzak kalsak yerimizde duramayız.Kendisinden 851 yıl önce bir başka Ağustos ayının 26' sında dedeleri şimdi savunmak zorunda oldukları vatan topraklarını onlara kazandırmışlardı!Hem de kendilerinden neredeyse üç kat fazla düşman askerlerine karşı!Onlar, 1071' de kapıyı açmışlardı Bizden yüz yıl öncekiler de evlerini talan etmeye gelenlere karşı, "Gitmeyeceğiz" diyerek kıyama kalkmışlardı!Aman Yarabbi! Her ikisinin de yani 1071 ve 1922'dekilerin de dünyanın hiç bir ordusunda olmayan güçlü bir silahları vardı : "İnanmış insan"!O nedenle, dünyanın en modern silahları onların silahları karşında aciz kaldı!1071'de Sultan Alparslan Bizans kumandanı 4. Romen Diyojen 'i, 1922'de de Gazi Mustafa Kemal Paşa Trikopis'i esir alır!İşte o zaman, asalet ortaya çıkar.Hem Sultan Alparslan hem de Gazi Mustafa Kemal Paşa, sanki düşman komutanını