Ya cebinizde bomba taşıyorsanız

Gündem allak bullak.

Gazze'yi konuşuyorduk Narin girdi araya, Narin'i konuşuyorduk, İsrail'in, 3 bine yakın Hizbullah militanında bulunan çağrı cihazlarını patlatması girdi.

İsrail "Hınzır" bir operasyonla Suriye'de, Lübnan'da bulunan binlerce Hizbullah elemanın elindeki cebindeki çağrı cihazlarına ulaşmayı ve onları patlatmayı başarmıştı. 8 Kişinin öldüğü 2800 kişinin yaralandığı haberleri geldi. Panik, ölü ve yaralı sayısından daha büyüktü. Çünkü patlatmaların gerçekleştiği yüzlerce kişiden yerden ambulans çağrıları geliyor, hastaneler ambulans sesleriyle çınlıyordu.

Operasyon için "Hınzır" ifadesini kullandım, operasyon merkezinde herhalde yaşanan paniği keyifle izlemişlerdir.

İsrail'in bu tür operasyonları karşı tarafta savaşın psikolojik tahribatını derinleştirmek için kullandığını tahmin etmek zor değil.

İran'da Hamas lideri İsmail Heniye'ye suikast, Beyrut'ta Hizbullah'ın iki numaralı lideri Fuad Şükür'ün katledilmesi, hatta İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin helikopter kazası gibi garip bir olayda ölmesindeki İsrail izi.

Bunun yanında Gazze'de kıyımın en vahşi boyutlarda sürmesi Batı Şeria'nın adım adım kemirilmesi

Dünyadan gelen tepkilerin hiçbir şey ifade etmemesi

İran'ın ya da Hizbullah'ın misillemelerinin İsrail saldırganlığını dengeleyecek boyutu bir türlü kazanamaması

Nerede ise Gazze'yi tek başına gündemde tutan Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şahsında en ağır ifadelerle hedefe konması, Türkiye'nin de sözel tepkiler dışında saldırıları durduracak etkin bir şey yapamıyor olması

Üstüne üstlük, hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de iktidarın diğer ortağı Devlet Bahçeli tarafından, "Gazze saldırısının Türkiye için de tehdit niteliği taşıdığı, Türkiye'nin savunmasının Gazze'den başladığı" yolundaki ifadelerin kayda geçirilmesi, ama bu kayda geçirişten sonra "Peki bunun gereği ne" gibi bir sorunun boşlukta kalmasına kimsenin şaşırmaması

İsrail Dışişleri Bakanı İsrael Katz'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik küstah "Sonu Saddam Hüseyin gibi olabilir" ifadesi nasıl okunmuştur bizim devlet mahfillerimizde ya da verilen cevap yeterli bulunmuş mudur

Bir de olaya İsrail tarafından böyle bir cümlenin hangi psikoloji ile kurulduğu yönüyle bakmak lâzım.

Bir yerde hacim olarak bu küçücük devlet pervasızca "Sizin tüm öfkeleriniz bizim için vız gelir tırıs gider" demiş olmuyor mu

Bölgenin güçlü devleti İran'a yönelik bir tür, Türkiye'ye yönelik başka tür bir pervasızlık sergileniyor. Suriye, Lübnan zaten İsrail'in hiçbir "ülke mahremiyeti" tanımadan müdahalede bulunduğu yerler durumunda

Ne oluyor bu coğrafyada

İsrail ne yapıyor

Pervasızlık ana görüntü. Dengeleyecek bir hamle de görünmüyor.

Stratejinin babası sayılan Clausevitz'in "Birinci diyalektik tezi" diye nitelenen bir sözü var:

"Savaş, düşmanımızı isteğimizi yapmaya zorlamak için bir güç eylemidir." Bu