İsrail ya da Amerika İran'ı dövseler...

En son, Hamas lideri İsmail Heniye'nin üç oğlu ve torunlarının katledilmesinden yola çıkarak Bir "Gazze acısı" mı yazsam

Türkiye, İran, Mısır, Suudi Arabistan gibi bölgedeki İslâm ülkelerinin, ardına 2 milyarlık İslâm dünyasını da alarak "Gazze faciasını önleyememesi"ni mi yazsam

İran İsrail gerilimini mi yazsam.

Bu gerilimin bizde, medyatik hocalarımızın ve basbayağı "İslâmcı yazarlarımız"ın ikazları ile küresel güçler tarafından, "Sünni dünyaya, özellikle de Türkiye'nin sünni dünya liderliğine karşı" bir "İran pazarlaması" olarak değerlendirildiğini mi yazsam

Şöyle bir soru geliyor insanın aklına: İsrail, arkasında sıralanan Amerika, İngiltere, Almanya başta olmak üzere bütün Batı ülkelerini de alarak İran'ı yok etse, "Sünnilik adına" büyük bir hayır işlemiş mi olacaklar

Kim bilir Neden olmasın! O zaman da "Zalimler zalimler eliyle cezalandırılır" yaklaşımı devreye girer Bizde izah çok

Geçelim. Belli ki İran'ı hiç mi hiç sevmiyoruz. İran'ın da bizi sevmediğini düşünmek yanlış olmaz. Orada da "kadim" hesaplaşmalara prim veren çevreler, iktidarlar bile olmuştur.

Sahi aklımıza "2 milyarlık Müslüman dünya olarak Gazze'yi neden kurtaramıyoruz" sorusunun cevabını araştırmak da geliyor mu acaba Yoksa bizler, o 2 milyarı zaten paramparça etmiş durumda mıyız

Onu da geçelim.

Çünkü bu darmadağınıklıkta kimi temize çıkaracağız, sorusunun da cevabını bilmiyorum.

Cübbeli Hoca ile İhsan Şenocak Hoca o kadar rahat konuşuyorlar, ya da yazar arkadaşlarımız o kadar rahat değerlendirmede bulunuyorlar ki

Amerika ile İsrail, yıllardır, İran'ın uranyum zenginleştirme çalışmalarını nasıl engelleyeceğine kafa yoruyor. Hatırlayalım, bizde Tayyip Bey de Batı'ya, "İran'ın uranyum zenginleştirmesine dikkat çekenler, Ortadoğu'da İsrail'in nükleer başlıklı füzelerine neden bir şey delmiyor" sorusunu sorardı.

Evet, İsrail'in elinde, hatta başı dara düştüğünde kullanacağını ilan ettiği nükleer başlıklı füze olduğunu dünya âlem biliyor. Bakıyorum, İran İsrail gerilimi bizim "Hocalar" tarafından "İran yapımı bir tiyatro" olarak niteleniyor.

Dediğim gibi, bu yaklaşımın "İran'da da izdüşümleri" vardır. Nasıl geldik biz İslâm dünyası olarak böyle bir "farklılaşma" diyeceğim ama, hafif kalacağını biliyorum, böyle bir "düşmanlaşma" noktasına

Saymayın gitsin canım İran'ı "İslâm dünyası" içinden. İran'ın etkilediği alanları da saymayın Başka saymayacağımız yerler de vardır şüphesiz Ya da oralarda "Biz"i de saymayanlar vardır mutlaka Ne de olsa, "laik" bir ülkeyiz. Onları da çıkarırsak ya da onlar da bizi çıkarırsa "İslâm dünyası" olarak ne kalır elimizde

Yazıyı İran İsrail gerilimi ekseninde yazmayı planlamıştım. Ama nerelere geldik gördünüz İşimiz çok zor değil mi

Nasıl başladı "son" gerilim İsrail'in İran'ın Suriye'deki konsolosluğunu vurmasıyla İran, üstelik açıklayarak buna "sınırlı" bir karşılık vereceğini bildirdi, SİHA'lar gönderdi, beklendiği gibi bir yandan İsrail'in "Demir kubbesi", diğer yandan Amerika'nın, İngiltere'nin ve de Ürdün'ün (evet Ürdün'ün) katkıları ile bu SİHA hücumu büyük ölçüde etkisiz hale getirildi.

İran, İsrail'i çok daha büyük bir saldırı ile vursaydı'yı bekliyoruz değil mi Üstelik Gazze'de katliam da var. Yapamadı İran bunu Bu kadar sınırlı bir hamle bile Dünya'dan (bunu Amerika, İngiltere, Almanya ya da bütün Batı dünyası olarak anlamak gerekiyor) büyük tepki gördü,