İki görüşme: Hangisi daha stratejik
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Salı günü iki görüşme yaptı. Medya ortamında CHP lideri Özel ile yapılana "tarihi" vasfı lâyık görülüyor. "Tarihi" midir bunu zaman gösterir ama, "tarihe not düşüldüğü" kesin. Buluşan iki kişi, öyle özelliklere sahip ki, görüşülmesi görüşülmemesinden farklı, meselelerin seslendirilmesi, seslendirilmemesinden farklı. İki kişi, biri halen Cumhurbaşkanı, icranın en belirleyici siması, diğeri ana muhalefet lideri Yine biri, uzun yıllar seçim kaybetmemişken son seçimde ikinciliğe düşmüş, diğeri ise uzunca süredir kaybetmişken, son seçimde birinci parti olmuş Ayrıca biri talepkâr, diğeri, sorun çözme noktasında
Buluşmalara ilişkin pek çok itiraz var, "normalleşme yumuşama" tanımlamaları tartışılıyor ama, tekrar edeyim, olması olmamasından daha iyi.
Cumhurbaşkanı'nın ikinci görüşmesi, siyasi akışı daha çok etkileyecek nitelikte. Ayşe Ateş ve çocuklarını kabulü
Ayşe Ateş, artık sadece eşinin katilinin peşine düşmüş bir kadın değil, iktidarı da muhalefeti de hareketlendiren bir "odak insan" konumunda. Çalınabilecek bütün kapıları çalıyor ve Ankara'nın göbeğinde güpe gündüz katledilen bir insanın, üstelik "Ülkü Ocakları Başkanlığı" gibi yüzbinlerce dostu arkadaşı - sahipleneni bulunması gereken bir insanın, sahipsiz ölümler listesine girmemesi için elinden geleni yapıyor.
Ülkü Ocakları camiasından, Ülkü Ocakları camiası ile içli dışlı MHP camiasından sahip çıkılmamasına rağmen, böyle durumlarda yalnızlığın tavan yapması gerçeğine rağmen ve cinayet zanlıları sessizliğe gömülen camialarla iltisaklı görünmesine rağmen Ayşe Ateş, yüreğindeki yangını ulaşabildiği her yere taşıyor.
Kapıları çaldı çaldı, en son Beştepe'nin kapıları açıldı ona. Ayşe Ateş "Cumhurbaşkanımızın sessizliğinden yararlanarak." notunu düştü Beştepe'den ayrıldıktan sonra. İşte o sessizlik de bozulmuştu.
Ayşe Ateş'in görüşme sonrası X hesabından "Adalet yerini muhakkak bulacak, hiç kimsenin yaptığı yanına kâr kalmayacak" vurgulu açıklaması şöyle:
"Sayın Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan, beni ve kızlarımı makamında kabul etti. Büyük bir nezaketle ağırladığı ve yaklaşık bir buçuk saat boyunca süren görüşmeye Sayın Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve Cumhurbaşkanı'mızın Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan da eşlik etti.
Sayın Cumhurbaşkanı'mız beni ve kızlarımı tek tek dinledi. Kızlarıma hediye verdi. Şahsına sizlerin huzurunda bir kez daha teşekkür ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanı'mızla gerçekleştirdiğimiz görüşme hakkında bilgi almak için arayan bütün basın mensuplarına kısa bir özet geçeceğim: Bugüne dek Sayın Cumhurbaşkanı'mızın sessizliğinden güç alarak tehdit ve iftiraları ile bize hayatı zindan eden, çocuklarımın aldığı nefesi burnundan getiren, suçu ve suçluyu öven her kim varsa dün ne söylediğine bakarak yarın ne konuşacağını düşünsün. Çünkü adalet yerini muhakkak bulacak, hiç kimsenin yaptığı yanına kâr kalmayacak."
Ayşe Ateş'in Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmesinin önemi açık. Cumhur İttifakı'nın ortaklarından birisi MHP, Sinan Ateş cinayeti, o muhitlerle alakalı. Sinan Ateş, "Karşı" taraftan birilerince katledilmiş olsaydı MHP'nin ve Ülkü Ocakları'nın tavrı nasıl olurdu sorusu, bu konuda o camianın sessizliğini anlamlandırmak için yeterli olabilir. Suskunrluk, suskunluk, suskunluk
Ayşe Ateş de bu suskunluğu sorgulayıp duruyor ve şimdi o suskunrluğun sorgulaması Beştepe'ye taşınmış bulunuyor.