Erdoğan koşuyor ama

"Koşma" fiili Erdoğan yaşındaki bir siyasetçi için zor kullanılacak bir tanımlama O yaşta yürümesi zorlaşıyor insanın, değil koşması

Ama siyasetçi o yaşlarda da koşar. Demirel ileri yaşlarına kadar koştu, nerede ise son nefesine kadar Özal koşu bandından indikten hemen sonra hayata veda etti. Eşi Semra Hanım'ın İstanbul il başkanlığı için kürsüye çıkıp en yakın yol arkadaşlarını "cahiliye adeti içinde olmak"la suçladığında da yaşı bir hayli ileri idi

"Erdoğan koşuyor" dediysem, fiziki bir koşudan söz etmiyorum. Siyasi koşu Erdoğan'ınki Hemen yarın seçim yok belli ki, en erken 2027 gösteriliyor, kendisi de "2028'de" dedi koşusunun en son durağı, "Ak Parti Kadınlar Kongresi'nde

2028'de, şu andaki duruma göre kendisi aday olamayacak, aday olamayacağı bir seçim için bu kadar koşması beklenmeyeceğine göre "bir şekilde" aday olabilmeyi ümit ettiği farz edilebilir.

Hemen herkes de bütün çabaların buna yönelik olduğu ve o "bir şekilde"nin "bir şekilde" gerçekleştirileceği ihtimalini yabana atmıyor.

Şu an rakip olması en favori isim İmamoğlu bile hemen yapılacak bir seçimde "Onunla yenişme"yi, daha doğrusu "Onu yenmeyi" istiyor.

Olur mu bilinmez.

Ama Tayyip Bey koşuyor. İl il koşuyor. Bir gün Trabzon'da bir gün Van'da, İzmir'de, Antalya'da, Ankara'da

Bu arada Cumhurbaşkanlığı gibi çok yüklü bir görevi yapıyor.

2019 İstanbul yenilgisi var, unutulamıyor.

2024 31 Mart'ında nerede ise tüm Türkiye'de "yerel yönetimler hezimeti" var; "ikinci parti olma gerçeği" bir de, unutulması mümkün değil.

İl il dolaşıyor, salonlarda tansiyon düşük, heyecan eh.

Peki il kongresi konuşmalarının verildiği tv ekranlarında seyredilme oranı Bu kadar birbirine benzer konuşmayı ve görüntüyü hangi heyecanla seyreder insanlar

Peki bu kadar il kongresinde Cumhurbaşkanı'nın koşturması nasıl bir siyasi stratejinin yansımasıdır Bu bir tür "aşırı tüketim" değil midir Böylesine bir aşırı tüketim insanın kitleler gözünde tükenmesine yol açmaz mı

Belli ki Erdoğan kendisi koşuyor. Kimsenin Erdoğan'a bir şey dayatması söz konusu olamaz. İl il dolaşmayı kim planlamış olabilir ki

Kendisi bir "düşüş" görüyor belli ki, 31 Mart 2024 ciddi bir moral sarsıntısına yol açmış olmalı, "ikinci parti" olarak 2028'e kadar gitmek, üstelik ekonominin böylesine duyguları tahrip ettiği bir vasatı, Beştepe'de huzur içinde sürdürmek kolay değil. Resmen, evet genel ve yerel seçimler 2028'de 29'da olacak ama, bir de "Hal"i yönetmek var. Her gün "Git" der muhalefet, "Halk git dedi" der.

ANAP'ın büyük hezimet yaşadığı 1989 yerel seçimlerinden sonra meydanlar "Git" sesleriyle çınlamadı mı Cemil Çiçek o dönemleri "Cumhurbaşkanı Özal'ın Çankaya'da eza çektiği günler" olarak niteler.

Saray'da da olsanız, güncel halk deştiğini kaybetmiş bir siyasetçi için huzur zordur.

Cumhurbaşkanı Erdoğan şu an halk psikolojisinin ne halde olduğunu görmüyor olamaz. Açık, halk burnundan soluyor. Tüm o hakaretler, insanların kendini kaybettiği durumların yansıması. Demek insanlar "kendini kaybetme" durumu yaşıyorlar.

Bunların çaresi mevcut kötü durumu düzeltmek, insanların karşısına daha çok çıkmak değil. Daha çok çıktığınızda daha çok öfke de oluşturursunuz.