Dağa kaçırılan Kürt çocuklarının hesabı

Bugünlerde "PKK çocuklarını dağa kaçırdığı Kürtlerden özür dilemeli" cümlesini benden başka kuran var mı, bilmiyorum.

Belki de herkesin "çözüm - barış" sözcüklerine angaje olduğu bir zamanda pişmiş aşa soğuk su katmak ya da oyun bozanlık yapmak gibi algılanıyordur.

Bahçeli gibi birisi süreç başlatmış sana bana ne oluyor, diyenler bile vardır.

Tunceli Valisi'nin göz yaşları da yadırganmıştır bu süreçte

Böyle zamanlarda (yani çözüm süreci heyecanlarında) valilere, jandarma komutanlarına mesela yol kesmelere, mahkeme kurmalara müdahale etmeyin, diye örtülü talimat verildiğini biliyoruz. Sonra da "O valiler ve komutanlar FETÖ ile iltisaklıydı" izahına sığınılır. Acaba Tunceli'de o eylemin yapılmasına göz yumulması talimatı Ankara'nın neresinden gelmiştir

Bu süreçlerde o işler olur.

Seçimlerde dokunanın yandığı DEM'in "kıymetli" hale geldiği günleri yaşıyoruz ne de olsa

Öcalan da "terörist başı" olmaktan "Kurucu önder" irtifasına yükseltildi, hem de Bahçeli tarafından

Bütün şu yazdıklarımın yadırganacağını biliyorum.

Meselâ bu sıralarda "Şehit aileleri adına" konuşmalar "endişe" ile izlenir.

CHP'nin Meclis'te kurulacak komisyona şehit aileleri temsilcilerini daveti de herhalde "işi zora koşma" olarak ele alınacaktır.

"Diyarbakır anneleri" de biraz gündemden düşer böyle zamanlarda

Onun için benim "PKK, çocuklarını kaçırdığı Kürt anne babalardan özür dilemeli" sözüm de "majör gündem" diyorlar ona, "öncelikli gündem"e göre yadırgatıcıdır.

Fiilen "Kürt sözcülüğü" PKK'ya sunulmuştur. Çok açık. Sürecin gong vuruşunu başlatanlar bunu istiyorlar mıydı, sanmıyorum, ama işin o mecraya akacağı açık seçik belliydi.

PKK "miadı dolmuş", "mücadele enerjisi sona ermiş", "tarihin dışına düşmüş", "ayakkabı numaraları bile bilinen sınırlı sayıya inmiş" onun için de en tepesinden yani Öcalan'dan "Artık silâh bırakması gerektiği" ifade edilen bir örgüt ancak "Teslim oldum" diyebilirdi.

"Kuyruğu dik tutmaya çalışıyor" dedim geçen yazılarımda. Sanki o iklimi bulmuş gibi görüyor kendisini, bizdeki dile üslûba tavra baktığında

"Kürtler adına bir mücadele verdim, savaştım, örgüte katılanlar bu bilinçle katıldı, ölen olduysa kendi kurtuluş mücadelesi için öldü"

Bu bir bakış. Bunu PKK ve "istisaklı siyasi alan" paylaşıyor olabilir.

Ama öyle bakmadı Türkiye olaya "Terör" diye tanımladı.

Şimdi burada "Türkiye" ifadesini kullandığımda, birileri bunu "Türkler öyle baktı" diye okuyabilir. Oysa Kürtlerin önemli bir kısmı da "Kürt sorunu"nun varlığına inanıyor olsa dahi, PKK'yı "terör örgütü" olarak niteledi, bölgede bizatihi Kürtler üzerinde terör estirdiğini gördü, "Kürt sorununun terörle buluşması"na razı olmadı. Onun için çocuğunun dağa çıkmasına razı olmadı, çocuklarının kaçırılmasına en azından