Cumhurbaşkanı el öpmeyi nasıl karşıladı

Şöyle bir soruyla gireyim yazıya:

-Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özel Harekât Başkanı Süleyman Karadeniz'in ve peşinden orada bulunan askerlerin Devlet Bahçeli'nin elini öpmesini nasıl karşılamıştır Bir devlet büyüğüne gösterilen saygı gibi mi okumuştur, devlet içinde etkin bir silahlı yapının MHP odaklanmasına dönüştüğü istikametinde mi

İkinci ihtimal ağır mı oldu Genelkurmay Başkanı bir siyasetçinin, hatta Cumhurbaşkanı'nın elini öpse nasıl anlaşılır bu

El öpme bizde gelenekseldir. Küçükler büyüklerin elini öper. Peki "Devlet görevinde" el öpme

Bir soru daha: Genelkurmay nasıl karşılamıştır bu el öpmeyi

Bir süre sonra "El öpüp öpmemek" devlet büyüklerine saygıda kusur sorunu haline gelir ve herkes böyle bir kusur içinde görünmemek için el öpme yarışına girer mi

İlk soruya dönelim

-Cumhurbaşkanı Erdoğan nasıl karşıladı bu olayı

Parti içinde kimi kulislerde "Doğru olmadı" ifadelerinin kullanıldığına dair haberler geliyor. Ama Ak Parti'de bir "sorun" Erdoğan tarafından önemseninceye kadar "sorun" olarak gündem oluşturmaz.

Erdoğan da anlaşıldığı kadarıyla "hikmet-i siyaset" gereği sorunlu durumları yönetmeye çalışıyor, o da bir süre sonra ağır bir bedele dönüşüyor.

Dolayısıyla Erdoğan'ın sorunu "olabildiğince erken" görmesi bütün kararlar ondan neş'et ettiği için ülke çıkarı için hayatidir. Onun için de "Enişte bilgilendirmesi"ne kalmadan, sorunların devlet erkanınca ya da parti kadrolarınca Cumhurbaşkanı'nın gündemine sokulması zarureti vardır.

Bunun için de hem devletin sağlıklı işlemesi hem partinin sağlıklı bir yapıya kavuşması gerekir.

Bir Cumhurbaşkanı'nın ve Genel Kurmay Başkanı'nın yaverlerine kadar darbeci örgütle iş birliği içinde olması ve bundan devletin haberdar olmaması normal midir

Sorun ne

Bu yapı ile ilişkinin riskleri düşünülmedi. İş birliği yapıldı. Paralel Devlet Yapılanması haline gelinceye kadar göz yumuldu, öyle bir "tehlike" algılandıktan sonra da, en az üç yıl (17-25 aralık 2013'tedir) yeterli tedbir alınmadı.

Niye bu yapı ile "özel" ilişki kuruldu

Devlet içinde bir başka paralel yapı ile mücadele etmek için

Öyle bir yapı var mıydı, evet vardı. Maalesef devlet hayatımız böyle özel misyon üstlenmiş özel odaklarla dolu oldu.

Bir süredir kamuoyu, Emniyet ve Yargı'da MHP odaklaşmasını konuşuyor. Sinan Ateş davası bir yandan, Ayhan Bora Kaplan operasyonu soruşturması bir yandan "MHP işin neresinde" sorusu gündemden düşmüyor.

MHP iktidar ortağı.

Yüzde 50 artı 1 zarureti, MHP'yi gönüllemeyi gerektiriyor. MHP'nin iktidar politikalarını etkilemesi çok normal. Keşke bu mesela bir koalisyon ortaklığı niteliğinde açık sorumluluk haline gelse, diyelim MHP'li bir bakanın icraatları niteliğine bürünse

Ama Emniyet ve Yargı'da, -ki bu kurumların devlet tarafsızlığı içinde bulunması hayti önem taşıyor- örtülü bir odaklaşma, örtülü işlemlere yol açma riski taşır ki, onun kontrolü de zordur, nerede nasıl ortaya çıkacağını öngörmek de zordur.