Bu defa aranan kan bulundu mu
Aklımda "Eğitim" var. Hep oldu. Çünkü "Eğitim"i çözemezseniz bugünü de geleceği de kaybedersiniz. Ve Ak Parti, ister tek başına yönettiği zamanlarda ister Cumhur İttifakı ile, "Eğitim"de "Muhteva İçerik kalitesi"ni bulamadı.
Bakanlar değişti, değişti ve öyle 22 yıl geçti, sonunda en tepeden "Başarısızlık" itiraf edildi. 22 yılda başarısızlık itirafı, aslında ülke için dehşet verici bir sonuçtu.
Şimdilerde iktidar olarak Yusuf Tekin ile "aranan milli eğitim bakanı" bulunmuş gibi gözüküyor. Tekin'in "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" diye kamuoyuna takdim ettiği ve gözü kara bir şekilde sahiplendiği sürece giriyor Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ikna edildiği de anlaşılıyor ki en son konuşmasında karşı çıkışlara sert bir şekilde tepki gösterdi.
Yeni sürecin niteliğine bakıldığında Diyanet ile, kimi "İslâmi" STK'larla ve "Akademi" eğitiminden geçmiş öğretmen kadrosu ile işbirliği halinde "yeni bir nesil" yetiştirileceği ümit edildiği anlaşılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Maarif Modeli"ne yönelik eleştirileri "28 Şubat zihniyeti ile yapılmış karşı çıkışlar" olarak niteledi. CHP Sol çevrelerden yapılan eleştiriler de genelde "Din eksenli" görünüyor. Dolayısıyla eğitimle ilgili tartışmalar gelip, "Din ekseni"ne oturuyor.
Bu eksendeki bir tartışmanın "Din"e de "Eğitim"e de faydasının olacağını düşünmüyorum. Başka bir tartışma bu, siyaset zemininde taraflara getirisi götürüsü olabilir ama "Din"e de "Eğitim"e de, dolayısıyla ülkeye de getiricisinin olmayacağı açık.
Çocuklar bizim çocuklarımız, ülke bizim ülkemiz ve din de, farklı düşünenler olsa bile ülkenin ana mayasını oluşturuyor.
Eğitimin bir amacı da belli bir "insan kalitesi"ni yakalamaksa, ve insanın eğitimi daha anne karnında iken başlıyor, doğduktan sonra da ister aile ortamında ister okulda devam ediyorsa, orada ülkenin kültür ortamının derin etkisi varsa, orada dinin pozitif etkisinden de istifade etmek eğitime doğru bakışın uzantısı olur.
Ancak her şeyde olduğu gibi orada da "Doz" önemlidir. En iyi ilacın dozunun önemli olması ve iyi hekimler tarafından uygulanması gibi
Bizde bu konuda sorun var mı, var. Bir kere "Din"in eğitim alanına girişi, yani çocuklarımızın kişilik gelişmesine katkısı, anne-baba ilişkisinden tutun, okul, cami, sokak, siyaset, Diyanet, cemaat, tarikat temsilleri, dünyadaki görünürlükler. Her şey her şey var.
Çocuk okulda "Din Hocası"nı seviyor başka din algısı oluşuyor, sevmiyor başka din algısı oluşuyor. Çocuk dindar babasının annesiyle, ya da dindar annesinin babasıyla ilişkisine bakıyor, farklı "Din algıları"na yöneliyor.
Bence "Maarif Modeli"ne çok derin anlamlar yükleyen dostlar, gençliklerinde en sıkı "Dava" dozu yüklenmiş olanların, iktidar süreçlerinde nasıl "Mücahitlik"ten "Müteahhitliğe", ya da "Hazreti Ömer adaleti" tutkusundan "zulümleri meşrulaştırma"ya evrilmesine bakmalı. Malum "Dağdaki derviş"in bez torba ile taşıdığı süt, şehre gelip de kafası karışınca şıp şıp damlamaya başlıyor.
"İktidar olunca ya da çıkar hesabı devreye girince sen sen değilsin!" gibi O zaman "Din"e de işine gelecek biçimi verebiliyorsun.
Eğitimin sadece "Din eksenli"