Bu dava sağlıklı ilerlemezse...

Bu davadan kastım "Sinan Ateş'in katledilmesi" davası Dün ilk duruşma yapıldı. İlk duruşmada sonuçlanması beklenmiyordu.

Ama kimse "Bu dava sağlıklı ilerlemezse" ifademi yabana atmasın.

Belli ki "Sinan Ateş'in ailesi" dahil herkes, "Adalete güven" bildirimlerine rağmen bu kaygıyı taşıyor.

Ne demek "Bu dava sağlıklı ilerlemezse" sözü

Mesela, "MHP'nin Cumhur İttifakı'nın paydaşı olması bu davayı etkilerse", demek

Mesela "Yargıda ve Emniyette MHP etkinliğinin bulunması bu davayı etkilerse" demek

Mesela "MHP'nin Cumhur İttifakı'ndan ayrılma ihtimali ve Ak Parti'nin iktidarı sürdürememe riski bu davayı etkilerse" demek

"Bunlar neden etkili olsun ki" sorusu sorulursa, sürece bakmanın yeterli olduğunu söylerim.

Eski Ülkü Ocakları genel başkanı Sinan Ateş'in Ankara'nın göbeğinde ve güpe gündüz katledilmesi, MHP Genel Başkanlığı dahil parti in resmi tavrının Sinan Ateş'e sahip çıkmaması, hatta cinayetin üzerine gidenlere öfke duyması, cinayet işleyenlerin mevcut Ülkü Ocakları kadrosu ile iltisaklı olduğunun resmi belgelere geçmiş olması haklı olarak herkeste "Bu işte bir bit yeniği var" kuşkusu uyandırıyor. "Bit yeniği" cinayetin nasıl bir örgütsel yapı içinde gerçekleştiğinin ortaya çıkması ile ilgili. Tehdit, dayak, gibi işlemler o dünyada bilinen sakatlıklardan ama işi cinayete vardırmak Bu nasıl oldu Katiller bir yerlere güvenerek mi bu pis işi gerçekleştirdiler Bit yeniği

Bahçeli kürsüye çıkıyor ve kolaylıkla herkes tarafından tehdit olarak algılanacak ifadeleri kullanıyor. İnsanlar "Tamam Bahçeli böyle konuşur ama bu yazılıp önüne konan şeyler, kendisi aslında bu sözlerin insanı değildir, daha naiftir" gibi bakıyor bu saldırgan ifadelere

MHP'nin Genel Başkan yardımcıları var, onların dilleri daha zehirli, tehdit, hakaret ahval-i âdiyeden Onları dinleyince "Acaba aslında naif bir kişiliği olan Devlet Bahçeli'nin -yoksa yanılıyor muyum- konuşma metinlerini de bunlar yazıyor" diye sormak geliyor insanın içinden Ama gene de bütün bunlar legal siyaset zemininde yaşandığı için konuşmalara "keskin sirke küpüne zarar" muamelesi yapılıyor, "bunların zehiri dillerinde, sözel saldırıdan öte ne yapabilirler ki" denilip geçiliyor.

Bir de "Ülkücü alan" var. O alanda olan bitenleri kim yeterince takip ediyor ki "Sinan Ateş'in katledilmesine kadar giden süreç nasıl işledi" Belki de bunu bilmek o dünyada işlerin nasıl yürüdüğünü görmek bakımından çok hayati önem taşıyor. Sonuçta MHP lideri Devlet Bahçeli, o alana sahip çıkıyor. "Evlatlarım" diyor, yani koruyucu kanatları altına alıyor. Peki bizzat Devlet Bahçeli biliyor mu o alanda ne olup bittiğini

Halktv. com tr'de dün İsmail Saymaz'ın bir yazısı çıktı. Orada önce MHP MYK üyesi, ardından Ülkü Ocakları genel başkanı olan ve Sinan Ateş cinayetinde de adı geçen Ahmet Yiğit Yıldırım'ın, 2019 seçimlerinde "Demokrat Ülkücüler" adıyla Ekrem İmamoğlu'nu destekleyenlere yönelik tweetleri var. Birisinde şu ifadeler yer alıyor:

"Kendisini Ülkücü olarak tanımlayarak, PKK sevici Ekrem Papazoğlu'na destek arayanlar er ya da geç Ülkücü adaletle tanışacaktır. Demokrat Ülkücüler adı altında namussuzluğa imza atanların sonu bellidir. Çakallara haddini bildiren Bozkurtlara bin selam"