Böyle bir ülke mi hayal etmiştiniz

Sorum gelmiş geçmiş tüm Ak Partililere diyebilirim ama, herkes de biliyor ki orada tek belirleyici Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır.

Öyleyse ona soralım:

Bugün gücünüzün zirvesindesiniz. Gelmiş geçmiş bütün devlet yöneticilerinden daha fazla yetkiye sahip olduğunuz konusunda herkes hemfikir. Yani yapmak isteyip de yapamayacağınız şey olmadığını hemen herkes kabul ediyor. Allah'ın bildiğini kuldan saklamak niye, adı konmamış "Kuvvetler Birliği"nin bütün özellikleri hükümferma. Dilediğiniz kanun çıkıyor, kararnameler zaten elinizin altında.

23'üncü yılına girdi iktidarınız. Az bir zaman değil. Çok bir zaman. Kimsenin görmediği mürüvvet bu. Masallardaki gibi bir parmak şıklatmanız yeter bir şeyler olması için.

Soru aynı:

-Böyle bir ülke mi hayal etmiştiniz

23 yıl önce yola çıkıldığı günleri hatırlayın.

Siyasi ideolojik çizginiz devletle ve kurulu düzenle problemliydi. Kapatılan partilerin içinden geliyordunuz. Devlet, İslâm'la ilişkinizi sorunlu olarak görüyordu. Halktan oy alsanız bile, öncelikle kurulu düzenle meşruiyet probleminiz vardı.

Onun için hem kendi siyasi ideolojik çizginiz bakımından hem de sorun biriktiren ve ülkenin ayağından aşağıya çeken, sistemin sürekli yere kapaklanmasına yol açan, Devletin problemli olduğu tüm toplumsal alanlarla barışı hedefliyordunuz.

Devlet dindarlarla barışsın, Kürtlerle barışsın, Alevilerle, hatta gayrı müslimlerle barışsın. Barışsın yani, problem alanlarına çözüm getirilsin.

İslâmcı çizginin "Batı'ya rezerv koyan" tüm yaklaşımlarını aşıyor, AB'den harıl harıl "müktesebat" ithal ediyordunuz.

Siyasette Kopenhag kriterleri, Ekonomide Maastricht kriterleri, Hukukta Venedik kriterleri gelsin, "Devlet Hukuk devleti olsun" diyordunuz. AİHM'in kararları son merci olsun!

"Üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü" diyordunuz.

Hemen biraz önceki yolunuzda "Önce ahlâk ve maneviyat" vardı.

"Dâvâ" dediğimiz "dâvâ" da önce erdem diyordu. "Erdemliler Hareketi" tanımlamasını çok sevmiştiniz.

"Mağrur olma padişahım senden büyük Allah var" sözü, iktidar sahiplerini ürküten bir uyarı idi. Böyle menkıbeler içinden süzülen bir siyasetti yolu aydınlatan

Zaten "eşitler arasında birinci" idiniz. Yani mutlak iktidar sahibi gibi görmüyordu hiç kimse kendini

23 yıl sonra bugün

Nasıl, devletle toplumun farklı katmanları arasındaki ilişki nasıl

Hukuk nasıl işliyor

İnsanlar ne hissediyor devlet adına yapılan uygulamalar karşısında

Devletin tepesindeki gücünüzle, sokaktaki vatandaşın özgül ağırlığı arasında bir kıyaslama yapıldığında ortaya nasıl bir sonuç çıkıyor

Nasıl, çevrenizdeki herhangi bir insanda "Mağrur olma padişahım senden büyük Allah var" deme cesareti var mı

Şurada haksızlıklar var, şurada aç insanlar var, şurada kaynamayan tencereler var, şurada milyonlarca işsiz var şurada mafyatik oluşumlar var, şurada devlet çarkını kendi çıkarına göre işletenler var.

Korkuyor insanlar sokakta iki cümle etmekten, derdini anlatmaktan. İnsanlar burnundan soluyor, insanlar yukarıya doğru