Hiçbir ekonomi yazısının, demecinin insanların yaşadığı ekonomik gerçekliği doğru yansıtabileceğini düşünmüyorum.
Meselâ insanların boğulma hissini bir yazı nasıl anlatabilir ki
-Boğuluyorum, boğuluyorum, diyor sokakta kendisine mikrofon uzatılan kadın.
Ayda kazandığı para evinin kirasına yetmiyor. Kıvranıyor.
-Maaşınız ne kadar
-25 bin lira.
-Evinizin kirası ne kadar
-25 bin lira.
-Nasıl ödüyorsunuz, sonra nasıl yaşıyorsunuz
Bu sorunun cevabı var mı
Orada boğulma var işte.
-Peki ne yapıyorsunuz, açığı nasıl kapatıyorsunuz
-Kapatamıyoruz, boğuluyoruz.
-Yüksel Kanar sormuştu ya:
"KELEBEK NEREYE KAÇAR YAĞMUR YAĞINCA"
-Kirasını ödeyemeyenler nereye gider İstanbul'dan
Bu ülkeyi yöneten kişi bir şey söylesin, insanların yüreğine su serpsin.
Meselâ "16 bin lira ile geçin" denen emeklilerin yüreğine su serpsin, meselâ üniversiteyi bitirip boş gezen gencin, işyeri kapandığı için boşta kalanın, işyerini kapatmak zorunda kalan ve işçisine borçlu kalanın, mesela açlık sınırının altındaki asgari ücretle iki kişilik aileyi bile geçindiremeyenin, ucuz et kuyruğuna girenin ya da ucuz et kuyruğuna bile giremeyenin yüreğine su serpsin.
-Emekli maaşının insanları geçindiremeyeceğini bilmiyor olamaz ülkeyi yönetenler…
-Açlık sınırının altındaki asgari ücretle tek kişinin bile yaşayamayacağını, hele bir ailenin hiç yaşayamayacağını, hele kirada oturuyorsa kiralık ev bulamayacağını, doğan çocuğuna ekmek yetiştirememek gibi bir boğulma hissine sürükleneceğini, doğan her çocuğun yük hissedileceğini, çocukların açlık psikolojisi içinde büyüyeceğini, çocukların gelişme geriliği yaşayacağını, bilmiyor olamazlar.
Emekli deyince 16 milyonluk bir kitleden bahsediyoruz.
Asgari ücretli deyince çalışan nüfusun yüzde 45'inden bahsediyoruz. "Bi tık üstü" dediğinizde on milyonlar söz konusu…
Orta gelir grubu ümidini kesti ev almaktan araba almaktan, arabasını yenilemekten… Çünkü orta gelir grubu orta gelir grubu olmaktan çıktı.
Dar gelirli ise sanki doktorun ne yersen ye dediği kategoriye giriyor.
Emekliye maaşı devlet veriyor ve devlet çatır çatır faizle borçlanıyor. Üstelik trilyonlarca liralık borçlanmalar yapıyor.
Bir soru:
-Emekliye hangi takvimde nefes aldıracak bir maaş verilebilir
Cevap:
-Hiçbir takvimde…
16 bin lirayı yüzde 100 artırsanız 32 bin lira eder, o da açlık sınırının biraz üstünde şu anda…
Refah mı bu Nefes aldırır mı bu yıllarca ülkeye emek vermiş ve bugün hayatının son baharını bahar gibi yaşamak isteyen insanlara
Devlet nerede ise maaşları 1000 lira artırırken bin kere düşünüyor.
-16 milyon insanın maaşını sadece 1000 lira artırsanız 16 milyar ediyor vs….

11