Bizim camiada "Köken üretimi" fesadı
Bizim gençlik yıllarımız. İlk başörtüsü olayı yaşanıyor Ankara'da Hem de İlâhiyat'ta. Hatice Babacan isimli öğrenci, başörtüsü taktığı için okuldan atılıyor. Yıl 1968. O yıllar, bütün dindar muhafazakâr camia, Hatice Babacan'la aynileşmiş durumda. Babacan nerede ise her dindar ailenin parçası
2000'li yıllara ulaştığınızda bir Whatsapp mesajı geliyor telefonunuza. "Ali Babacan'ın halası Hatice Babacan Yahudi kökenliymiş, o yüzden de öldükten sonra Yahudi kökenlilerin defnedildiği Bülbülderesi mezarlığına defnedilmiş."
Hımmm Halası Yahudi olduğuna göre, halası babasının kardeşi olduğuna göre. O zaman Ali Babacan ne oluyor Demek bu Yahudiler "Başörtüsü"nün altından bile çıkabiliyormuş. Ve bir gün, muhafazakâr diye bilinen bir siyasetçi rolüne bürünebiliyormuş!!
Ali Babacan'a bu mesajın ne zaman ulaştığını, Ali Bey'in bu mesaj sebebiyle nasıl acı çektiğini, bu mesajın Babacan ailesinde, annesinde babasında nasıl yankılandığını bilmiyorum.
Daha önemlisi, Hatice Babacan'ın bu mesajdan haberi olduğunda ne hissettiğini, daha önemlisi bu mesajları yayan, kendisinin de mensubu bulunduğu dindar muhafazakâr camianın ahlak seviyesi hakkında ne hissettiğini de bilmiyorum.
Bu whatsapp mesajına göre Hatice Babacan ölmüş ve Bülbülderesi Mezarlığına defnedilmiş.
Oysa işte Ali Babacan, bir televizyon mülakatında (Adem Metan'ın youtube kanalında), belli ki içi yanarak açıklıyor:
"Alçakça, utanmadan bunu yapıyorlar. Benim halam hayatta, şu anda Üsküdar'da yaşıyor. Hele hele kendini dindar-muhafazakâr olarak tanımlayanların bunları yapması çok üzüyor. Bu, Müslümanlık değil, insanlık da değil."
Bunlar çok yapıldı bu süreçte Siyaset sürecinde Üstelik her kesim tarafından yapıldı. Tayyip Erdoğan dahil, dindar siyasetçilere Yahudilikten, Ermenilikten köken üretildi. Yalçın Küçük ve türevleri yaptı başlangıçta Bu tür yayınların iş yaptığı, karşılık bulduğu, satın alındığı bir zemin vardı Türkiye'de
Sonra "İslâm eksenli" siyaset bölündü ve bu "köken takıntısı" islâmî camialarda iş tutmaya başladı.
"Bizans'ın çocukları" tanımlamasını ilk kim kime karşı yapmıştı
Temel Karamollaoğlu'nun İngiliz asıllı ama yıllar yıllar önce Müslüman olmuş eşi üzerinden bir kötülük üretilebilir miydi Bu da yapıldı, çünkü Saadet'in yıpratılması gerekiyordu.
Ahmet Davutoğlu'nun Alman Lisesinde okumuş olması, acaba onun kötülükleri (!)nin sebebi olabılır miydi Davutoğlu, yıllarca Başdanışmanlık, Dışişleri bakanlığı, Başbakanlık yaptıktan, yani devletin en mahrem alanları ona teslim edildikten sonra, başka bir siyasi kulvarda yürümeye başladığında keşfedilmişti bütün kötülükler!
Abdullah Gül ile Refah'ta, Fazilet'te birlikte yürünmüştü. En zor zamanlar birlikte göğüslenmişti. Sonra Refah'tan Fazilet'ten ayrılışın zorlukları birlikte yaşanmıştı. Cumhurbaşkanı olmuştu, Türkiye'yi temsil etmişti. Ve bir gün farklı bir siyasi duruş söz konusu olduğunda "köken üretimi" başlamıştı. Acaba Kayseri'den nereyle giderdi Abdullah Gül'ün kökeni İngiltere'ye mi
Ya Bülent Arınç için ne demeli Bir gün Bülent bey'in ağabeyi Prof. Dr. Ümit Doğay Arınç'ın da içinde bulunduğu whatsapp grubuna, "Bülent Bey'in Yahudi kökenli" olduğuna dair bir mesaj düştü. Neler yoktu ki mesajda Bu "Köken üretimi" bayağı zor bir iş Adama yedi sülale üreteceksin bir bakıma
Üretmişler O whatsapp grubunda ben de vardım. Mesajı gördüm ve Ümit Hoca'yı aradım. "Gördünüz mü mesajı" diye sordum. Görmemişti. Sonra ilgilendi ve çıkarıldı o mesaj
Şimdi hakim konumda olan