Bir türlü olamamak

Evet bir türlü olamıyoruz

Neyi olamıyoruz

Adam olamıyoruz, mesela

Hukuk devleti olamıyoruz.

Ekonomiyi düzeltemiyoruz.

Eğitimi düzeltemiyoruz.

Cemil Çiçek söyler durur, izin günlerimde karşılaştık, bir ortamda yine söyledi:

-Bu iş 400 yıllık mesele. Onlarca siyasetname yazılmış, padişaha uyarılar niteliğinde Problemler sıralanmış, aşağı yukarı 7 başlık altında. Rüşvet de var onların arasında, liyakate riayet etmemek de var, hukuksuzluk da var. "En çok rüşveti kadılar alırdı" yazılmış bir kısım tarih notlarında

Ekonomiden bir örnek verdi yine, "18 defa IMF'ye başvurmuşuz ekonomiyi düzeltmek için, şimdi de IMF politikalarını uyguluyoruz" dedi. 18 defa çukura düşüp, yine de ders alınmaz mı

Cumhuriyet'in 100 yılını devirdik. Bir türlü olamıyoruz.

Meclisimize bakın, Yargımıza bakın, Hukuk kurumlarımız arasında insan haklarının nasıl kaybolduğuna bakın, bunları da ilk defa görmüyoruz.

Hani rivayete göre Osmanlı'nın en uzun süre tahtta kalan padişahı Kanuni Sultan Süleyman bir vasiyet yapmış. Bir sandığı göstererek "Ben öldüğümde bu sandığı da benimle birlikte mezara koyun" demiş. Vefat ettiğinde sandığı getirmişler mezara koymak için, merak bu ya, dönemin Şeyhülislam'ı Ebussuud Efendi, açtırmış sandığı, acaba içinde ne var, diye bakmışlar.

Ebussuud Efendi, şaşkınlık içinde, Padişahın sandıkta kendi fetvalarını topladığını görmüş. Şöyle söylenmiş kendi kendine:

-Hey gidi koca Hünkâr, sen kendini kurtarmışsın, yarın Allah'ın huzurunda "Ne yaptıysam Şeyhülislam fetvası ile yaptım, işte belgeleri" diyeceksin. Ya biz ne yapacağız

Bu rivayet meşhurdur. Böyle bir şey olmuş mudur, tam böyle mi olmuştur, Kanuni gerçekten her işini fetva ile mi yapmıştır, fetvalar yanlış yapan yöneticileri kurtarır mı, bilmiyoruz. Bunlar "Osmanlı hukuka bağlı hareket ediyordu"nun örneği olarak sunulur.

Şöyle bir ihtimale ne dersiniz

-Belki de Kanuni, kendi uygulamalarından içine sinmeyenlerini yine de yapmak için Şeyhülislam'ın fetvasını kolaylaştırıcı, içine sindirici bir unsur olarak kullanmıştır.

Belki de onun için Ebussuud Efendi, "Sen kendini kurtardın, biz ne yapacağız" gibi bir sızlanma yaşamıştır.

Hoş, bu tür konular için bir de Hazreti Peygamber'in hadis-i şerifi rivayet edilir:

"-Müftüler fetva verse de sen kalbine danış."

Çünkü, hep biliyoruz, "fetva" bir şekilde alınabiliyor. Yüksek faize de fetva alınabiliyor, faizsizliğe de Ya da fetva alabileceğimiz "Hoca"lara soruyoruz, bazen de o "Hoca"ları göreve getiriyoruz.

Bazen de "Hoca"ların yerini "Hakimler- Savcılar" alıyor.

Ne dersiniz, bugünkü hünkârlarımız, yukardan aşağı tüm icra makamları, "Öte" tarafa sandık sandık fetva götürseler olmaz mı

Ne dersiniz, bugünün Kanunileri de "yanlışları meşrulaştırmaya" onay alabilmek için özel hukuk ve yargıçlar düzeni oluşturma imkânını kullanıyor olamazlar mı

400 yıldır süren "olamama"yı, hangi "Yüzyıl"da "olur" hale getirmeyi başarırız Gençlerimiz neden geleceğe dönük ümit besleyemiyorlar Neden "Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla mücadele" diye yola çıkan