Bir gün biri gelir fotoğrafınızı çeker

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor tanıdık biri. Zaman zaman geliyor Türkiye'ye ve raporlar hazırlıyor. Sonra bunu Avrupa Parlamentosuna sunuyor. Bu raporlar Avrupa'nın önüne bir "Türkiye fotoğrafı" koyuyor.

Uzunca bir süredir Amor'un çektiği Türkiye fotoğrafları ülkeyi yönetenleri çok mutlu etmiyor. Çünkü ülkenin bütün fiziki – kültürel güzelliğine, jao-stratejik değerine rağmen, siyaset, hukuk, demokrasi alanları seyredilemeyecek özelliklerle dolu.

Genellikle kızılıyor Amor'a. "Çektiğin fotoğraf taraflı" deniyor. Ama sanki Amor fotoğrafı bizim verdiğimiz pozlarla çekiyor. Amor'a tepki aslında kendi fotoğrafımıza tepki niteliğine bürünüyor.

Amor Türkiye'ye geldi, medya ile buluştu ve Türkiye'ye ilişkin bazı tespitlerini paylaştı. Ben de okuyucularımla paylaşacağım bazı tespitlerini. Elin oğlu görür ve söyler. Sen o olma. Sen problemlisin. Adam soruyor, "İmamoğılu'nu, 17 milyonluk şehrin belediye başkanını, çocuk kaçıran biri gibi evinden almak zorunda mıydın" Öyle yaparsan dünyaya böyle bir Türkiye fotoğrafı verirsin. Niye adama kızıyorsun Adam "Demokrasinin ABC'si"nden söz ediyor, "Mahkeme kararlarına uy" diyor "Demokrasinin alfabesi bu" demeye getiriyor.

Bugün sütunumu Amor'dan alıntılara ayırıyorum. Çarpıcı tespitler, biraz da yüzümüzü kızartan tespitler:

"Hukukun üstünlüğünün durumu tam bir felaket. Anayasa Mahkemesi ile ilgili olanlar inanılmaz. Anayasanız açıkça Anayasa Mahkemesi kararlarının yürütme, yasama ve yargı dahil tüm devlet organları için bağlayıcı olduğunu söylüyor ve alt derece mahkemeleri Anayasa Mahkemesi kararlarına karşı ayaklanıyor.
……
"Bir kamu görevlisinin hakarete uğraması durumunda, konu hükümeti veya AKP'li yetkilileri ilgilendiriyorsa uygulanan yöntemle, hükümetin sevmediği isimlerden olan benim arkadaşım Gergerlioğlu gibi kişilere yönelik ağır saldırılar olduğunda uygulanan yöntem arasında dağlar kadar fark var. Bu milletvekiline biri 'Seni çöp bidonuna atıp sokaklarda sürükleyeceğiz' dedi… Bir düşünün, biri aynı şeyi bir bakan ya da cumhurbaşkanına söylese ne olurdu"
……
"Yargınız çok yaratıcı; Altaylı yalan söylemekle değil, Cumhurbaşkanı'na fiziksel saldırıyla suçlanmış…..Bir ifadeyle birine fiziksel saldırı nasıl olur Bu da açık bir çifte standarttır.
……
"Bir anayasanız var ama anayasanız sadece yarı yarıya uygulanıyor. Çünkü siyasi iktidar, hükümetin ve Cumhurbaşkanı'nın yetkilerini güçlü şekilde savunabiliyor ama aynı anayasadaki diğer güvenceleri ve hakları tamamen göz ardı ediyor. Anayasa bir menü değildir. Birini seçip diğerini bırakamazsınız. Siyasi hayatın her köşesinde çifte standart var."
….
"Anlamadığım şey, hukukun üstünlüğünün iyi durumda olduğunu söyleyen yetkililerin neden mahkeme kararlarına uymadığı."
……
"İlerleme bir yana, benim kişisel görüşüm demokratik standartlarda derin bir geriye gidişin olduğu yönünde.
……
"…Dezenformasyon yasaları tüm otoriter ülkelerde yaygınlaştırılıyor. Bunun farkına varmalısınız.
…..
"Şimdi CHP, hükümetin baskıcı politikalarının tercih edilen oyuncusu haline geldi, bu da başka bir çifte standart. Geçmişte DEM Parti ile ilgili olan tüm davalar durdu çünkü siyasi olarak gelecekte buna ihtiyaç var ve şimdi hedef CHP çünkü CHP son seçimleri kazandı ve gelecek seçimler için gerçek bir alternatif oluşturuyor"
…..
"Katılım süreci normatiftir, Kopenhag kriterleriyle ilgilidir. Bu bir pazarlık süreci değildir. Türkiye için de Ukrayna için de Karadağ için de aynı kurallar geçerlidir ve neyin gerekli olduğu herkes tarafından bilinir. Önce siyasi irade gerekiyor, ardından yapılması gerekenlerin yapılması
…..
"