Bugün bayram. Sevinç günü.
Ama ana muhalefet lideri Özgür Özel Silivri Cezaevini ziyaretten sonra "Bize bayram yok" dedi.
Bunu söyleyen kişi, 31 Mart 2024'te gerçekleşen seçimin birinci partisi. Milyonlarca insanın oyunu almış, "Bize bayram yok" diyor. CHP'nin kazandığı belediyeler, ülkede yüzde 80 nüfus barındırıyor.
İktidar bu belediyelerin en büyüğünden başlamak üzere operasyon yapıyor. Cezaevi, kayyım iktidarın bildik nesi varsa uygulanıyor.
Yargı bu. "Şeriatın kestiği parmak acımaz" ya, belli ki acıtıcı bir uygulama yapılıyor.
Özgür Özel, kendi kitlesinin hissiyatını meydanlara taşıyor.
Geçen cumartesi Düzce'de konuştu, Pazar günü Antalya'da, Çarşamba günü de, son operasyonda belediye başkanı 5 başkanla birlikte tutuklanan Gaziosmanpaşa'da kürsüye çıktı.
Ve orada "Tepemi attırmayın, dağılmamak üzere toplanırız" dedi. Operasyonların merkezindeki isim olan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'e "Oğlum Akın" diye seslendi.
Ardından hemen hakkında "Yargı mensuplarına yönelik tehdit"ten soruşturma açıldı.
İster misiniz yakında Meclis'te dokunulmazlığı kaldırılıp Akın Gürlek'in iddianame hazırlattığı birisi haline gelsin.
Şu an Türkiye'de herkes, Özgür Özel'in, CHP Genel Başkanı seçildikten ve iktidarın CHP'li belediyelere yönelik operasyonları başladıktan bu yana, "farklı bir siyasetçi" haline geldiğini görüyor. Operasyonlar, CHP'nin muhtemel Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'na yönelik başladı, Özgür Özel de, bunu püskürtmek için kendini ortaya koydu. Bir hafta boyunca İstanbul Belediye Başkanlığında yatıp kalktı, işgal edilmesin diye, sonra yollara düştü, o gün bu gündür yollarda. Her hafta iki miting yapıyor. "Eylem" diyor bunlara "Millet iradesini savunmak" diyor. Meydanlarda İmamoğlu etrafında duygusal anlar oluşturuyor. Bu görüntüler, Türkiye siyaseti için oldukça farklı bir nitelik arz ediyor.
Onun ötesinde yaşanan siyasi gerilim ancak "müthiş" ifadesiyle anlatılabilir. "İktidar, bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan gerilimin nereye doğru evrildiğini okuyabiliyor mu" sorusunu sormak gerekiyor.
Acaba şöyle mi bakılıyor: "Süreci Yargı yürütüyor. Yolsuzluk gibi yüz kızartıcı bir iddia var. Buradan CHP'nin belediyelerdeki başarısı yıpratılır. Sahip olduğumuz medya gücü operasyonu halka taşır. Böylece İmamoğlu efsanesi de, CHP'nin "birinci partiliği" de bir varmış bir yokmuş'a dönüşür. Bir de doğrudan CHP'nin kendisi "şaibe" suçlaması ile boğuşur hale getirilirse artık geç karşıya seyret CHP'nin kıvranışını"
Özgür Özel belli ki "varoluş savaşı" olarak okudu bu operasyonları "Soyundu" resmen mücadeleye Henüz iktidarın beklediği gibi "yorulmadı, iradesi gevşemedi, niye İmamoğlu'nu savunma noktasına geleyim ki, demedi, bir an bile yolsuzluk iddialarına prim vermedi, şüpheye düşmedi, "Bir lira çıksın Kasadan siyaseti bırakırım" bile dedi, annelerden konuştu, çocuklardan konuştu, duyguyu kattı, "Ey iman ehli" diye seslendi, Mahşer'i hatırlattı, "Ey Ak Parti gençliği" diye seslendi, Erdoğan'ın kaybedince topu kestiğini söyledi, ayrıca bütün diğer siyasi mağdurlara sahip çıkarak bir ortak cephe oluşturdu."
Bir "Özgür Özel vakıası - gerçeği" var şu an siyasette. Bir başkasına yapılan haksızlığa isyan ederek kendi siyasi profilini inşa etmek mümkün müymüş siyasette, diye sorulursa Özgür Özel bunun tipik örneği olarak sayılacaktır. Elhak İmamoğlu da, şu ana kadar boyun eğmemişliğin hikâyesini yazıyor. Üzerine almadı hiçbir yolsuzluk iddiasını