11 Eylül sabahı Türkiye

CHP'nin İstanbul Teşkilâtına kayyım atanmasının gerilimi henüz devam ederken, 11 Eylül sabahına Türkiye, bir holdingin 121 şirketine el konulduğu ve kayyım atandığı haberiyle uyandı.

Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının bir operasyonu idi bu. MASAK raporlarına dayandırılıyordu.

Can Holding'ti operasyonun hedefi. Holding'in patronları Mehmet Şakir Can, Kemal Can ve Kenan Tekdağ'ın da aralarında olduğu ve "suç örgütü lideri" olarak suçlandığı10 kişi için gözaltı kararı verilmişti.

Holding daha 2025'in Mart ayında Turgay Ciner'den medya kuruluşlarını satın almıştı. Habertürk, Show tv ve ekonomi kanalı Blumberg HT bunlar arasındaydı.

Ayrıca Holding, eğitim alanına da yatırım yapmıştı. Bilgi Üniversitesi ve Doğa Koleji Can Holding bünyesindeydi.

Can Holding bünyesinde ayrıca enerji sektöründen Energy Petrol, turizmden Golden Hill otelleri ve sağlık sektöründen Özel Mediza Hastanesi de bulunuyordu. Operasyonun, holdingin lojistik ve beton santralleri gibi diğer yatırımlarını da kapsadığı belirtiliyor.

Savcılığın Holdinge yönelik suçlamaları, "suç örgütü kurmak", "kaçakçılık", "dolandırıcılık" ve "kara para aklama" gibi iddiaları içeriyor.

Savcılık, operasyona ilişkin geniş bir açıklama yaptı. Açıklamada, holding bünyesinde faaliyet gösteren şirketler üzerinden kaynağı belirsiz yüklü miktarda para girişleri sağlandığı, bu paraların farklı şirketler arasında aktarılıp izlerinin gizlenmeye çalışıldığı ve sahte belgelerle vergi yükümlülüğünün azaltıldığı iddia edildi.. Açıklamada, örgütün yasa dışı gelirlerini eğitim, medya, finans ve enerji gibi stratejik sektörlere yönlendirerek hem ekonomik gücünü artırmayı hem de kamuoyu nezdinde meşruiyet kazanmaya çalıştığı ifade edildi.

Açıklama "gelişmeler şeffaf şekilde kamuoyu ile paylaşılacaktır" ifadeleriyle sona eriyor.

Türkiye'de epeyce bir zamandır şirketlere el konuyor ve kayyım atanıyor. Özal, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF)nu bunun için kurdu.

FETÖ operasyonlarında da o yapıyla iltisaklı olduğu gerekçe gösterilerek pek çok tanınmış firmaya el kondu, sahipleri hapis yattı. Bunlar arasında İstikbal gibi firmalar bile var.

15 Temmuz'un üzerinden 9 yıl geçtikten sonra daha bu yıl yine FETÖ iltisakı suçlaması ile Maydanoz Döner'e ve Hakmar'a el kondu, kayyıma devredildi.

"Yargı kararı" denilip geçiliyor.

"SiyasiKayyım" uygulaması uzun süre de HDP – DEM belediyelerine karşı devreye sokuldu. "Terörle iltisak" gerekçe gösterilerek seçilmiş insanlar görevden alındı, yerlerine tayin edilmiş insanlar getirildi.

Bahçeli "Öcalan'lı süreç"i başlattığından bu yana, eski kayyımlar değişmese bile DEM'li belediyelere yeni kayyım atanmıyor.

Son dönemde kayyım uygulaması CHP için söz konusu olduğunda, hele İstanbul gibi bir dünya başkentinin belediye başkanı, başka birçok CHP'li Başkan'la birlikte görevden alınıp yerlerine kayyım atanmak istendiğinde tartışma büyüdü. Kayyım uygulaması toplumsal zemini aşınan "iktidarın siyasi operasyonu"na mı dönüşmüştü

"Ekrem İmamoğlu" ismi, daha önce Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş