Yavaş ve İmamoğlu ile uğraşmak iktidara fayda sağlar mı
EKREM İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın düzenledikleri konserlere iki koldan inceleme başlatıldı.
CHP'ye yakın yorumcuların tepkileri şöyle:
"Bizim partinin iki Cumhurbaşkanı adayıyla uğraşıyorlar. Amaçları iki ismin Cumhurbaşkanlığı adaylığına zarar vermek."
İyi ama konser incelemeleriyle İmamoğlu ve Yavaş'ın adaylığına zarar verilemez ki!
Tam tersine her iki ismin de "Bakın, bakın! Nasıl da bizimle uğraşıyorlar. Çünkü bizden korkuyorlar" falan demelerine olanak sağlanır.
Başlatılan denetimlerle siyasi mühendislik yapıldığı konusuna da zerre kadar ikna olabilmiş değilim.
Eğer bu iktidar, planlı programlı bir siyaset mühendisliği yapmaya çalışsaydı...
Şöyle yapardı:
Sadece Mansur Yavaş'ın konserlerine inceleme başlatır, Ekrem İmamoğlu'nu es geçerdi.
Böylece muhalif kesimlerin, "Bu iktidar Ekrem İmamoğlu'ndan daha çok Mansur Yavaş'tan korkuyor" diye düşünmelerini sağlardı.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıBu mühendisliğin amacı da "iki isim arasındaki mevcut gerginliği daha da arttırmak" olurdu.
İşin şu kısmına da dikkat edelim:
Böyle bir denetim başlatılmadan önce Mansur Yavaş...
- Kişisel tarihinin en kötü günlerini geçiriyordu.
- Kendi partisinden bile ağır eleştirilere maruz kalıyordu.
- Her taraftan "Yok böyle konser parası" sesleri yükseliyordu.
Denetim başlatılınca ne oldu
Mansur Yavaş, azıcık da olsa rahatladı.
Hemen mağdur pozisyonuna çekildi. "Benimle uğraşıyorlar" temasına daha da ağırlık verdi. "Benim verilemeyecek hesabım yok" türü meydan okumalara girişti.
İktidar, attığı adımın Mansur Yavaş'ın elini rahatlatmaya yarayacağını bilmez mi
Böyle siyaset mühendisliği mi olur
O zaman soru şudur:
Bu denetimlerin temel amacı nedir
Ne yani
İktidar, sadece ve sadece "denetim" mi yapmakta
Valla bilemiyorum.
Ama bildiğim bir şey var:
Bazen puro içen bir adam, sadece puro içen bir adamdır.
BİR UÇAK MÜDAFAASI
DÜNKÜ gazeteleri karıştırırken bir köşe yazısındaki iddialara takıldım.
Bu yazıya göre...
Erdoğan'ın yurtdışı gezilerine katılan gazeteciler, Erdoğan'a soru sormuyorlarmış. Basın toplantısı falan olmuyormuş. Gezi bitince gazetecilerin eline bir metin tutuşturuluyormuş. O metinde sorular ve cevaplar varmış. Gazetelerde o metin yayınlanıyormuş.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıCumhurbaşkanı'nın bazı gezilerine katılmış bir gazeteci olarak yazıyorum:
Gezilerde mutlaka büyük bir ciddiyetle basın toplantısı yapılıyor. Gazeteciler mutlaka soru soruyorlar. Erdoğan, her soruya en ince ayrıntısına kadar cevap veriyor.
Sonuçta ortaya gazetecilerin sorduğu sorulardan ve Erdoğan'ın verdiği cevaplardan oluşan bir metin çıkıyor.
Kendi adıma söylüyorum:
Ben şu ana kadar bu gezilerde Erdoğan'a sormak istediğim her soruyu hiçbir sınırlama olmaksızın sordum, sorabildim.
YASAL UYARI: Yalanlara kanmayın, dezenformasyondan uzak durun, her işittiğinize inanmayın, mutlaka kuşku duyun.
DARON ACEMOĞLU KARŞISINDA BİZİM OKUR YAZAR MUHALİFLERİMİZ
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıDARON Acemoğlu, "Türkiye'de yaşasam Nobel alamazdım. Türkiye çok kötü yönetiliyor. Türk ekonomisi berbat. Trump felaket getirecek" falan deyince...