THE New York Times, Erdoğan'a karşıdır.
Hoşlanmaz Erdoğan'dan. Olumsuz tarafları göstermeye aşırı eğilimlidir. Erdoğan'sız bir Türkiye'yi çok ister, bunu da acayip belli eder.
*
Gazetede "VAZGEÇİLMEZ ERDOĞAN" başlıklı bir analiz yayımlandı.
Analizi baştan sona okudum.
*
Öncelikle şunu söylemeliyim:
Analizde sadece Erdoğan övgüsü yok. Çok sert eleştiriler de var. Eleştirel bölümleri okurken "Sanki bunu Özgür Özel kaleme almış gibi" falan diyorsunuz.
*
Kısacası bu gazete...
BİR: Erdoğan'dan hiç hoşlanmıyor. İKİ: Özgür Özel tarzı eleştiriler yapıyor.
*
Fakat aynı gazete Erdoğan'ın hakkını da teslim ediyor.
Mesela Erdoğan'la ilgili şu saptamaları yapıyor:
*
Haberin Devamı- Dünya artık faydacı liderlerle iş yapmayı tercih ediyor. Erdoğan gibi güçlü adamlar, bu yeni dönemin aktörleri.
*
- Erdoğan, Türkiye'yi küresel dengelerde vazgeçilmez bir aktör haline getirdi. Ankara'nın uluslararası müzakere gücünü arttırdı.
*
- Ortadoğu'da hiçbir ülke Türkiye kadar geniş diplomatik manevra alanına sahip değil. Türkiye, bölgesel krizlerde dengeleyici bir rol üstlendi ve bu pozisyonuyla Batı ile ilişkilerin kopmasını engelledi.
*
- Erdoğan'ın Rusya-Ukrayna savaşında izlediği dengeli politika, Batı tarafından zorunlu olarak kabul edildi. Gazze sorununda da benzer bir yaklaşımı oldu.
*
- Türk savunma sanayisi Avrupa'nın güvenilir tedarikçisi oldu. Teksas'ta kurulan bir mühimmat tesisinde Türk yapımı üretim hatları kullanılıyor ve bu fabrika Pentagon'un üretim hedefinin üçte birini karşılayacak.
*
Bunları Erdoğan'dan hiç hazzetmeyen bir gazete yazıyor.
Bunları yazarken de Erdoğan'dan hiç hazzetmediğini saklamıyor.
*
Yani "seni sevmiyorum ama kahretsin ki bunları yazmak durumunda kalıyorum" demeye getiriyor.
İşte tam da bu yüzden övgülerinin hem kıymeti hem de kuvveti acayip artıyor.
BİZ AZ SÖYLEDİK O ÇOK ANLASIN
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, Özgür Özel'in üslubuna yönelik bazı şeyleri söyledikten sonra şöyle dedi:
*
"Biz az söyledik o çok anlasın."
*
Şöyle bir karıştırdım:
Haberin DevamıBu sözün bir evveliyatı var mı diye.
Yok. Bulamadım.
Fakat ağzı iyi dolduran bir söz bu. Çok yukarıdan yukarıdan bir havası var. Bir polemik yazısının şahane bir son cümlesi olabilir.
*
Bunu not aldım.
Uygun düştüğünde "ben az söyledim sen çok anla" diyeceğim.
ENERJİ BAKANI'NIN CEVAPTAKİ HIZI
BİZİM Zafer Şahin'in paylaşımında gördüm.
Yer: Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu. CHP'li bir milletvekili, yanında getirdiği küçük tüpü Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar'a gösterip şöyle diyor:
"Sayın Bakanım halkın mutfağında bu tüp maalesef boş."
*
Bakan Bayraktar, ışık hızına yakın bir hızla anında cevap veriyor:
"Çünkü doğalgaz kullanıyorlar. Gerek yok da ondan."
*
Son gözlem: Işık hızına yakın bu cevap hızı karşısında CHP'li milletvekili, getirdiği tüpe nedamet dolu bakışlar fırlatırken yakalandı.
Haberin DevamıİKTİDARA YAKIN BİRİNE DOKUNULDUĞUNDA
İKTİDARA yakın birine dokunulmayınca...
"Bak bunlar kendilerine yakın olanlara dokunmuyorlar" diyorlar.
*
İktidara yakın birine dokunulduğunda ise... "Kim bilir ne hesap vardır. Kim bilir nasıl bir iç kavga vardır" falan diyorlar.
*
Daha önce de yazmıştım, yine yazıyorum:
*
Dokunulsa... Beğenmiyorlar.
Dokunulmasa... Beğenmiyorlar.
Bu beyler, hanımlar ne istiyorlar acaba
TAYFUN KAHRAMAN KARARI

10