Tabii ki 'Sayın Başkomutanım' diyecek

JANDARMA Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, bir törende Cumhurbaşkanı'na "Sayın Başkomutanım" demiş.

Bunu yadırgayanlar var. Onlara şunları anımsatmayı bir görev bilirim:

Cumhurbaşkanı, başkomutandır. Bugün Erdoğan, Cumhurbaşkanı olduğu için başkomutandır. Yarın başka bir isim, Cumhurbaşkanı olduğu için başkomutan olacaktır.

Bir generalin, Cumhurbaşkanı'na "Sayın Başkomutanım" demesinde yadırganacak hiçbir şey yoktur. Bir generalin, Cumhurbaşkanı'na "Sayın Başkomutanım" dememesi hali ise hem anormaldir hem de tehlikelidir.

Jandarma Genel Komutanı'nın "Sayın Başkomutanım" dedikten bir gün sonra emekli edilmesini dillerine dolayanlara ise şunları sormak istiyorum:

Bir generalin "Sayın Başkomutanım" demesi, lütuf nedeni mi olacaktı "Sonuçta söylemesi gereken şeyi söylemiş" deyip geçilmeyecek mi

Bazı kafalar, sivil asker ilişkilerinde hala 90'lar kafasında.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

ARDA TURAN ÖZELEŞTİRİSİNİ VERDİ

GENÇ yaşına rağmen fırtınalı bir hayat yaşadı Arda Turan.

Olayların adamı oldu. Bar kavgasına karıştı. Silahla hastane bastı. Uçakta gazeteciye saldırdı. Bilmediği konulara girdi. Faiz politikasıyla ilgili demeçler verdi.

Kişisel tarihinde bunlar var Arda Turan'ın.

Hiçbiriyle yüzleşmedi doğru dürüst. Hiçbiriyle hesaplaşmadı.

"Yüzleşme" adlı bir belgeseli çıkmış Arda Turan'ın.

Bu belgeselde o kapanmamış hesapların hepsini tek tek kapatmaya çalışıyor.

Baştan sona "Ah! Ah! Ne kadar da cahilmişim abi!" tarzı yakınmalarla dopdolu bir belgesel.

"Orada yaptığım yanlıştı, şurada çok akılsızca davrandım, burada öfkemi kontrol edemedim" falan türü özeleştiriler var Arda Turan belgeselinde.

Bu belgeselle hayatını temize çekmiş oldu Arda Turan. Beyaz bir sayfa açtı kendisine.

Benden ona bir tavsiye:

Çok dikkat etsin, açtığı bu beyaz sayfayı kirletmesin.

Çünkü bir hayat, sadece bir özeleştiri belgeselini kaldırır.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

HİÇ Mİ İNSAFIN YOK HASAN ABİ

HASAN Cemal, ünlü Kürt aydınlarından Tarık Ziya Ekinci'nin ölümü üzerine bir yazı yazmış.

99 yaşında ölen Tarık Ziya Ekinci'yle yaptığı bir sohbeti anlatıyor Hasan Cemal.

Ekinci, Kürtlerin yaşadığı acıları anlatmış, çarşıda-pazarda Kürtçe konuşulduğunda jandarmanın müdahale ettiğini söylemiş.

Şöyle diyor Hasan Cemal:

"(Tarık Ziya Ekinci ile sohbetimizde) içime en çok Kürt sorununun özü olan, 'Kürtçe konuşma, jandarma gelir' sözü dokunmuştu".

"Kürtçe konuşma, jandarma gelir" sözü, insan olan herkese dokunacak bir cümledir. Hasan Cemal'e de dokunması çok normal.

Ancak Hasan Cemal, yazısını şöyle tamamlıyor: "Aradan çeyrek yüzyıl geçti, Kürtçe yasakları hala sürüyor."

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Bu cümleden ben şunu anlıyorum: "Değişen pek bir şey olmadı, Kürtçe yasakları hala sürüyor."

E nasıl yani Hiçbir şey değişmedi mi Kürtçe yasakları, olduğu gibi sürüyor mu Jandarma mı geliyor Kürtçe bir şey söylendiğinde Kürtçeyi öğrenmenin önünde engeller mi var

Devletin bir Kürtçe televizyon kanalı var. Geçen akşam açtım, mis gibi Kürtçe türküler dinledim, şahaneydi. Bunun hiçbir anlamı yok mu yani

Kürtçe eğitim gibi konular, bugün tartışılan konular olabilir ama "Aradan çeyrek yüzyıl geçti, Kürtçe yasakları hala sürüyor" demek, bugüne kadar Kürtçe ile ilgili yaşanan olumlu gelişmeleri