Sığınmacı konusunda yapılması gerekenler

KAPILAR KAPANMALISIĞINMACI girişi, hemen ve acilen durdurulmalı. Yeni sığınmacılara kapılar kapanmalı. "Artık bir kişi bile alamayız" denmeli.GERİ DÖNÜŞ AKIMIGeri dönüşler için başlatılan çalışmalar hızlandırılmalı. BM'nin devreye girmesi sağlanmalı.YALANLA MÜCADELESosyal medyada doğrularla yalanların birbirine karıştırıldığı bir büyük kampanya var. Yalanlara karşı etkin mücadele planı devreye sokulmalı.KIŞKIRTMAYA DİKKATYabancı istihbarat örgütlerinin parmaklarının işin içine girmiş olabileceği ihtimali üzerinde durulmalı. Kışkırtmalara karşı uyanık olunmalı.KESİNTİSİZ BİLGİToplumu yalanlara ve kışkırtmalara karşı kesintisiz bilgilendirecek bir mekanizma kurulmalı. Sürekli yalanlamak yerine kesintisiz doğru bilgi verme yöntemi denenmeli.Haberin DevamıYÖNTEM DEĞİŞMELİYetkililer tutum değiştirmeli. Edilgen, polemikçi, cezayla korkutucu bir tutumdan etkin, bilgilendirici ve boşa çıkarıcı bir tutuma geçilmeli.TİRYAKİSİ OLDUM BUNLARINESKİ haftalık dergilere takılıyorum son günlerde. Ama dadanmacı bir kişilik olduğum için dur durak bilmiyorum. Nerede eski haftalık dergi koleksiyonu var, hemen yanında bitiyorum. İşte tiryakisi olduğum eskinin haftalık dergilerinden bazıları:- YELPAZE: 1960'lı yılların bol fotoromanlı cemiyet mecmuası. Kapaklarında hep cici beyler, güzel hanımlar var. Fiyatı yüz kuruşmuş. Fotoroman ağırlıklı olduğu için sayfalarını çabuk çevirdiğim bir dergi.- YENİ GÜNDEM: 1980'li yılların dergisi. Gençliğimde okurdum bu solcu dergiyi. Ciltlerini elime geçirince nostaljik bir edayla sayfaların arasına öyle bir daldım ki çıkmam mümkün değil. Okurken sürekli "Vay be" dediğimi de belirteyim.- KİM: 1950'li ve 1960'lı yılların haber dergisi. 27 Mayıs Darbesi'nin ardından darbeye maruz kalanlarla ilgili yaptıkları haberlerden tiksindim. Ancak zamanına göre devrimci bir dili olduğunu ve merak uyandırdığını söylemeliyim.Haberin Devamı- HAYAT: İran Şahı'nın boşanması, İran Şahı'nın evlenmesi, İran kraliyet ailesinin fertlerinin gündelik yaşamı. Ne kadar çok ilgilenmişler bu konuyla. 1960'lı yılların sosyete dergisi bu... Kolay okunuyor ve çokça gülümsetiyor.ADAY ADAYLARI ARASI BÜYÜK MÜCADELEBEN artık olayı, "Millet İttifakı'nın adayı kim olacak" diye takip etmiyorum. Ben artık olayı, "Aday adayları arasındaki mücadelede kim ne yapmış" diye takip ediyorum.Bu açıdan bakıldığında son durum şu:- KILIÇDAROĞLU: Yine birinci tekil şahısla konuşmaya başladı. Yine aday olduğunu güçlü bir şekilde ima ediyor. "Yedi karanlık gecede" diye başladığı cümlelerle elektriksiz geçirdiği günleri epik üslupla anlatıyor. Mecrası: Sosyal medya. Yöntemi: Videolara abanmak. Taktiği: Aday olduğunun sürekli altını çizerek herkesi duruma alıştırmak. Şansı: Yüksek.Haberin Devamı- İMAMOĞLU: Karadeniz gezisiyle resmen bayrak açtı. Açıkça söylemese de vücut diliyle, "Ben varım ve aday adayıyım" diyor. Gezide yanına aldığı bazı tartışmalı gazeteciler yüzünden kendi mahallesinin gözünde azıcık yara almış gibi görünüyor. Mecrası: Mitingler. Yöntemi: Eski usul. Taktiği: Aday adayı olarak adını gündemde tutmak. Şansı: Fena değil.- YAVAŞ: Kafayı hiç çıkarmamayı tercih ediyor. Elini açık etmiyor. İstekli ve iştahlı bir görüntü vermiyor. Bu da kendisini diğer aday adaylarına göre daha korunaklı bir konumda tutuyor. Aday adaylığı savaşından en yıpranmamış isim olarak çıkması muhtemel. Mecrası: Belediye. Yöntemi: Suskunluk. Taktiği: Susmak, konuşmamak, susmak, konuşmamak. Şansı: Hiç fena değil.Haberin DevamıEN TATLI, EN ŞEKER BATIL İNANÇ: HIDRELLEZÇAPUT bağlamak, nar parçalamak, ayna kırmak, 40 çeşit otu kaynatıp içmek falan... Aklım hiç kesmez bu tür batıl inançlara. Düşmanlık yapmam ama uzak