Öldürerek değil yaşatarak çözelim

SOKAK köpekleri diye bir sorunumuz var mı

Var.

Bu sorunun çözülmesi gerekiyor mu

Gerekiyor.

İki çözüm yolu var:

- Ya "uyutma" adı altında köpekleri öldüreceğiz, katledeceğiz.

-Ya da "kısırlaştırma" yoluyla bu büyük sorunu çözeceğiz.

Öldürmek, katletmek...

Allah'ın yarattığı bu sessiz varlıklara karşı sergilenecek en merhametsiz, en acımasız, en şefkatsiz, en zalim yol.

Kısırlaştırarak çözmek ise...

İçinde merhameti ve şefkati barındıran, inançlarımıza ve değerlerimize uygun en insani yol.

Bu zamana kadar hiçbir kurum, hiçbir belediye, hiçbir özel şirket, bir kısırlaştırma seferberliği yapmaya tenezzül etmedi.

Hiç denenmedi bu yol.

"Uyutalım, öldürelim" seslerini bastıracak tek bir yol var:

Büyük bir kısırlaştırma kampanyası.

Bakanlıklar, belediyeler, özel şirketler... Hepsi elini taşın altına koymalı.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Kısırlaştırma için çok acil çok ama çok büyük bir kampanya başlatılmalı.

Ve bu sorun...

En insani, en medeni, en İslami yöntemle çözülmeli.

Çözülmeli ki...

Bu millet, ikinci bir Sivriada faciası yaşamasın.

KÖPEKLERİN HAKLARINI SAVUNMA DİLİ VE EDEBİYATI

- Sorunun varlığı asla inkâr edilmemeli, çözüm önerilmeli.

- İnsan hayvan kıyaslamasına gidilmemeli.

- Saçma ve çılgın demeçlerden kaçınılmalı.

- Konu siyasi bir kavganın konusu haline getirilmemeli.

- Sevimsizleşmekten, pervasızlaşmaktan, küstahlaşmaktan uzak durulmalı.

- Köpek katliamına yol açacak meydan okumalara girişilmemeli.

- Güler yüzle, tatlı dille, ikna ederek yol yürünmeli.

1910'DA AÇ BIRAKARAK ÖLDÜRDÜK TÜM KÖPEKLERİ

1910 yılında İstanbul'un tüm köpeklerini topladılar.

Köpekleri, vapurlara ve mavnalara doldurup adı "hayırsız"a çıkan Sivriada'ya bıraktılar.

Binlerce köpek, adada açlığa terk edildi.

Buraya lütfen dikkat:

Aç kalan köpeklerin feryatlarıyla inledi Sivriada.

Günlerce.

O feryatları duyanlar, kendilerine gelemediler.

Seyyahlar, bu feryatları anlattılar.

Tarihimizin kapkara lekesidir bu.

Allah'ın sessiz kullarına yapılan bu zulüm, toplumsal hafızamızdan hiç çıkmadı.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

BELAYA BULAŞMAKTAN HOŞLANAN BİR ADAM

ERGİN Ataman... Almanya'da takımıyla bir otelin girişine geliyor. Otel girişinde Fenerbahçeli birkaç taraftar, epey çirkin tezahürat yapıyor.

Toplam üç adımlık bir mesafe.

Ergin Ataman, o çirkin tezahüratı hiç dikkate almayıp üç adımda otele girse...

Sıfır sorun çıkacak. Olay yaşanmayacak. Belaya bulaşılmamış olacak.

Fakat o da ne Duruyor Ergin Ataman. Küfreden taraftara küfrediyor. El kol sallamalar, üzerine üzerine gitmeler falan.