Öfkemiz Şükriye'ye değil parayı bastırıp yırtana

UZUN süredir ülke gündeminde olan Eylem Tok ve trafik katili oğluyla ilgili yeni gelişme şu:

Trafikte öldürülen Oğuz Murat Aci'nin eşi Şükriye Aci, şikâyetinden vazgeçti. Mahkemeye "maddi manevi zararımız karşılanmıştır" diye dilekçe verdi.

"Manevi zarar"ın nasıl karşılandığını bilmiyoruz ama "maddi zarar"ın nasıl karşılandığını biliyoruz:

Kan parası alarak.

Oğuz Murat Aci'nin babası, gelinine tepkili.

"Oğlumun kanını sattı" diyor, "Bu davanın peşini bırakmam" diyor.

Ülkenin büyük çoğunluğu da bu "kan satma" olayına muazzam tepki gösteriyor.

Peki ama neden böyle bir tepki söz konusu

-Neden Şükriye Hanım'ın yaptığına empatiyle yaklaşılıp hak verilmiyor

- Neden "Bizim başımıza gelseydi biz ne yapardık acaba" denilmiyor

Haberin Devamı

- Neden "Nasıl olsa kamu davası devam edecek" diyerek bir rahatlama olmuyor

Bunun nedeni olayın taaa en başından beri anne Eylem Tok ile oğlunun sergilediği...

- Küstahlıktır.

- Bencilliktir.

- Şımarıklıktır.

- Vurdumduymazlıktır.

Kaza yerinde ölen insanla zerre kadar empati kurmadan oğlunu kaptığı gibi yurtdışlarına kaçıran anne Eylem Tok'un bu pervasızlığı, hepimizde öylesine bir nefrete yol açtı ki...

Bu kadının parayı bastırıp hem kendini hem de katil oğlunu kurtarmaya çalışmasını içimize sindiremiyoruz.

Bencil ve şımarık ana-oğulun...

- Pasaport kontrolünden geçişlerini unutamıyoruz.

- Anında Mısır'a kapağı atmayı becermelerini unutamıyoruz.

- New York sokaklarında şen şakrak dolaşmalarını unutamıyoruz.

Unutmadığımız için de sürekli hırslanıyoruz, öfkeleniyoruz, kinleniyoruz.

Tepkimiz aslında Şükriye Hanım'a değil.

Tepkimiz "parayı bastırır, yırtarız" anlayışıyla hareket eden şımarık, küstah, bencil, vurdumduymaz ana-oğula.

Yani Şükriye Hanım'ın parayı alıp şikâyetini çekmesinden daha çok...

Bu ana-oğulun "parayı bastırdık, yırttık" diyerek kutlama yapma ihtimali bizi öfkeden deliye döndürüyor.

Haberin Devamı

KILLANMAMAK MÜMKÜN DEĞİL

- Gazze'deki açlık nihayet insanlığın dikkatini çekmişken...

- Trump bile "Gazze'deki durum çok kötü" demişken...

- Avrupa ülkeleri yavaş yavaş utanç uykusundan uyanmaya başlamışken...

- Soykırımcı Netanyahu, azıcık da olsa yalnızlaşmışken...

- İsrail, önüne gelene "antisemitik" damgasını vuramaz hale gelmişken...

ABD'nin başkentinde İsrail Büyükelçiliği'ne bir saldırı oluyor, iki kişi öldürülüyor ve gündem "küt" diye değişiveriyor.

Ölmek üzere olan 14 bin Gazzeli bebek unutuluyor, onun yerini "Bakın, zavallı İsrail nasıl da saldırı altında" yaklaşımı alıyor.

Komplocu değilim ama ben bu olaydan fena halde kıllandım.


ÖZGÜR ÖZEL'İNYÜKSELİŞİ ÜZERİNE ÜÇ TEZ

Haberin Devamı

TEZ BİR

DİKKAT ÇEKİCİ