Numan Kurtulmuşilk dört maddeyesavaş mı açtı

Tepkilere, yaklaşımlara, koparılan gürültüye bakınca...

Ben de sandım ki Numan Kurtulmuş, Anayasa'nın ilk dört maddesine resmen ve alenen savaş açmış.

Hemen açtım baktım Numan Kurtulmuş'un sözlerine.

Yok. Savaş açma falan yok. Hedef alma da yok.

Peki ne var Şu var:

Aynı ibareyi, farklı biçimde ifade etme önerisi var.

Kurtulmuş, bunu neden yaptığını da gayet net biçimde temellendiriyor.

Anayasa'nın 3'üncü maddesinde "Devlet, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür" deniliyor ya.

Numan Kurtulmuş, işte bunun yerine...

"Millet, devleti ve ülkesiyle bir bütündür" ibaresini öneriyor.

Önce şunları söyleyelim:

Numan Kurtulmuş'un...

- Bölünmezliğe bir itirazı yok.

- Bütünlüğe bir itirazı yok.

- "Devlet millet ülke" üçlemesine bir itirazı yok.

Yani Anayasa'nın "değiştirilmesi teklif edilemez" olan üçüncü maddesinin amacını, işlevini bozacak ya da değiştirecek bir şey önermiyor Kurtulmuş.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Bölünmezliği koruyor, bütünlüğü koruyor. Sadece ve sadece "devleti" değil, "milleti" odak alan bir ifade değişimi denemesi yapıyor.

Niye böyle yapıyor Milletin yararına olsun diye yapıyor.

Diyor ki:

"Devlet, millet için var olması gereken bir mekanizmadır. Devletin milleti olmaz. Milletin devleti olur. Eğer Anayasa'nın üçüncü maddesi 'Millet, devleti ve ülkesiyle bölünmez bütündür' diye ifade edilirse... Anayasa, biraz daha millet perspektifli bir anayasaya dönüşmüş olur."

E haksız mı kardeşim

Devlet perspektifli değil, millet perspektifli bir anayasamız olmasın mı

Hiç değilse böyle bir düşünce ifade bile edilmesin mi

Konuşup tartışılmaya değer bir konu değil mi bu

Nedir bu linç Nedir bu saldırı

Tamam.

Anayasa'nın ilk dört maddesi, tabii ki değişmemeli, değiştirilmemeli.

Ama amaçtan ve işlevden hiçbir sapma oluşturmayan minnacık bir ifade değişimi de mi olmayacak ilk dört maddede.

Ne oluyor yahu

Kutsal metin mi bu İlahi vahiy mi

İçtihat kapısı sımsıkı kapalı mı

ERDOĞAN'IN DEM'E DEDİKLERİVE DEMEK İSTEDİKLERİ

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

- ERDOĞAN'IN DEDİĞİ: Bölgemiz barut fıçısı. Ülkemizde barış ve huzur iklimini güçlendirmemiz şart.

- DEMEK İSTEDİĞİ: Size uzattığımız elin temel amacı, iç barışı sağlamlaştırmaktır. Bölgedeki kargaşaya karşı bu yola girmemiz gerekiyor.

-ERDOĞAN'IN DEDİĞİ: Türkiye'de terör yöntemiyle bir yerlere varılamaz. "Biz irademizi demokrasi dışı odaklara teslim ediyoruz" demek, yapıcı bir yaklaşım değil.

- DEMEK İSTEDİĞİ: Terör örgütüyle aranıza mesafe koyun. Kendi iradenizle hareket edin. Bu nokta, bir başlangıç noktası olabilir. Buradan başlayabiliriz.

- ERDOĞAN'IN DEDİĞİ: Barış iklimi için her türlü sabotaja rağmen köklü adımlar attık. Demokrasiyi güçlendiren her adıma desteğimiz tamdır.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

- DEMEK İSTEDİĞİ: Her türlü sabotaja, ihanete rağmen geçmişte çözüm süreci için adımlar attığımızı biliyorsunuz. Demokrasiye sahip çıkarsanız, iradenize sahip çıkarsanız... Her adımı atarız.

- ERDOĞAN'IN DEDİĞİ: Teröre karşı mücadele ederiz. Ancak meseleleri terör dışı yöntemlerle ortadan kaldırmaya her zaman varız.

- DEMEK İSTEDİĞİ: Ortada terör varsa... Biz yokuz. Ama terör bir yana bırakılırsa... İşte o zaman biz varız.

- ERDOĞAN'IN DEDİĞİ: Kapsayıcı, adil, sivil, özgürlükçü bir anayasa için adım atalım.

- DEMEK İSTEDİĞİ: İradenize sahip çıkarsanız, terörle aranıza mesafe koyarsanız... Kapsayıcı, adil, sivil ve özgürlükçü bir anayasayı hep beraber yapabiliriz.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

UÇAKTA SELVİ AKLIMA GELDİ

Belgrad dönüşü. Uçakta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın basın toplantısındayız.

Son soru sorulmuş, son cevap veriliyor.

Erdoğan'ın cevabının son iki cümlesi şöyle:

"Kabinede duruma göre değerlendirmelerimizi yaparız. Orada da bazı değişiklikler olabilir."

Bu sözleri işitince aklıma hemen bizim Abdülkadir Selvi geldi.