Bir adam var:Adı: Muhammed Ali El-Hüseyni.
Şii din adamı bu adam. Lübnanlı.
Bugünlerde bayağı bir meşhur oldu bu adam.
Şöhretinin nedeni şu:
Nasrallah öldürülmeden 4 gün önce 24 Eylül'de El Arabiya adlı televizyon kanalına çıkmış ve orada Nasrallah'ın öldürüleceğini söylemiş.
Televizyonda Nasrallah'a şöyle seslenmiş bu adam:
"Vasiyetini yaz Nasrallah! Öldürüleceksin! İran seni sattı."
İran'ın Hizbullah'ı sattığının kanıtı olarak gösteriliyor bu sözler.
Oysa bu sözlerin üzerine hemen atlamadan önce El-Hüseyni denilen bu adamın macerasına şöyle bir bakmak lazım.
El-Hüseyni'nin macerası şöyle:
- Hizbullah içinde yer alıyordu önceleri. Nasrallah'la yakındı. Fotoğrafları var.
- Hizbullah'la arasında ihtilaf çıktı. Nasrallah'la arası açıldı.
strong class'read-more-detail'Haberin Devamı- Hizbullah'tan olaylı şekilde ayrıldı. Hemen Suudi Arabistan'a yanaştı.
- Suudi Arabistan vatandaşı oldu. Suudi Veliaht Prensi'ni öven yazılar yazmaya başladı.
- Suudi Arabistan'ın İran'la yaptığı İbrahimi Anlaşmalar'a destek verdi, fetvalar verdi.
- İsrail ve Batı açısından da "ılımlı" ve "makbul" olarak anılmaya başlandı.
Nasrallah, her zaman İsrail'in hedefiydi.
Ancak öldürülmesinden birkaç gün önce "Nasrallah öldürülecek" demek, bir son dakika istihbaratına sahip olmak anlamına gelir.
Yani Nasrallah'ın öldürüleceğini, işlerin bu yönde gelişeceğini adam bilmiş.
Peki nasıl bilmiş
Adam Hizbullah'ın hasmı. Adam Nasrallah karşıtı. Adam İran düşmanı.
Soruyorum:
Böyle bir adamın İran'ın Hizbullah'ı sattığı bilgisine ulaşması mı daha mümkün
Yoksa İsrail'den bir son dakika istihbaratı alması mı daha mümkün
Ne yani
Bu adam, İsrail'den aldığı istihbaratla "Ey Nasrallah! Yakın zamanda öldürüleceksin! Vasiyetini hazırla" demiş olamaz mı
Ben en azından bu adama kayıtsız şartsız referans verilemeyeceği kanaatindeyim.
Çünkü bu adam tarafsız, objektif bir referans kaynağı olamaz.
SUUDİ VELİAHT PRENSİ: FİLİSTİN UMURUMDA DEĞİL
SUUDİ Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman'ın ABD Dışişleri Bakanı Blinken'a şöyle dediği söyleniyor:
"Nüfusumun çoğu benden daha genç. Çoğunun Filistin meselesi hakkında pek bilgisi yoktu. Bu çatışmayla ilk kez tanışıyorlar. Bu çok büyük bir sorun. Filistin meselesi kişisel olarak umurumda mı Değil ama halkım umursuyor."
Sosyal medyadaki leş ırkçılar, bu sözler üstüne "Elin Arap'ı bile Filistin'i umursamıyor, biz niye umursuyoruz" diye ayağa kalkmış durumdalar.
Bu konuda birkaç şey söyleyeceğim:
- Umursamadığını söyleyen "Elin Arap'ı" bile "Halkım umursuyor" demek durumunda kalmış. Aloooo! Demek ki halkı umursuyormuş adamın.
- İsterse yeryüzündeki hiçbir Arap, Filistin'de öldürülen bebekleri umursamasın. Bu durum senin insanlık dışı tutum almanın gerekçesi olabilir mi
strong class'read-more-detail'Haberin Devamı- Arap yönetici, İngiliz yönetici, ABD'li yönetici, Alman yönetici, Suudi yönetici... Hiçbirinin umurunda değil Filistin. Peki kimin umurunda Halkların umurunda.
- Tekrar söylüyorum: Filistin'i umursamak için Arap olmak ya da Müslüman olmak gerekmez.