KEMAL Kılıçdaroğlu, CHP'nin geleceğinde rol oynayabilir mi
Rol oynayabilmesi için şu üç güce sahip olması gerekir:
- BİR: Kurultay sonuçlarını belirleme gücü.
- İKİ: CHP örgütlerini harekete geçirme gücü.
- ÜÇ: Parti tabanını etkileme gücü.
*
Yaşadığımız deneyimler bize gösterdi ki: Kemal Kılıçdaroğlu, bu üç güçten de mahrum.
Partide tek bir taşı bile oynatamıyor. / Partide tek bir ilçe örgütünde bile hükmü geçmiyor. / Cesaret edip kurultaylarda yönetime meydan okuyamıyor.
Yani Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin geleceğinde belirleyici olma ihtimali sıfır.
*
Peki Kemal Kılıçdaroğlu'nun hiçbir fonksiyonu yok mu yani
*
Olmaz olur mu
Şöyle bir fonksiyonu var:
CHP'ye ve CHP yönetimine karşı olanlara...
"13 yıl size genel başkanlık yapmış adam bile sizin yanlış yolda olduğunuzu söylüyor" deme fırsatı veriyor.
*
Hiç dudak bükmeyin. Bayağı önemli bir fonksiyondur bu.
Haberin DevamıSABAH'A KONUŞMUŞMUŞ
- Özgür Özel, Sabah gazetesine konuşunca "aman ne güzel normalleşme" diyenler, Kemal Kılıçdaroğlu Sabah gazetesine konuşunca "aman ne büyük ihanet" diyorlar.
- Kemal Kılıçdaroğlu'na vuruyorlar, dövüyorlar, hakaret ediyorlar. Adama mikrofon uzatmaktan kaçınıyorlar. Sonra da "Kılıçdaroğlu niye oraya konuştu, niye buraya konuştu" diye vıdı vıdı yapıyorlar.
- Kılıçdaroğlu, meydan okuyor, "Çıkarın beni kanalınıza konuşayım" falan diye. "Sabah'a niye konuştu" diyenler, bu meydan okuma karşısında derin bir sessizliğe bürünüyorlar.
*
KISSADAN HİSSE: Bırakın artık şu "konuşulan medya mecrasına göre konuşmaya hüküm verme" saçmalığını. Sözü olan her yere konuşur. Mecraya göre hüküm verme yobazlığınızdan dolayı ortada mecra kalmayacak.
PAPA'NIN GİDİŞİYLE NELERDEN KURTULDUK
- İznik ve Konsil kelimelerinin bir araya getirilmesinden kurtulduk.
- "Aman Tanrım! Ayin yapılıyor. Olamaz, hayır, olamaz" tarzı tuhaf tepkilerden kurtulduk.
Haberin Devamı- Hıristiyanlık tarihinin derin ve karmaşık dehlizlerine dalmaktan kurtulduk.
- "Sultanahmet Camisi'nde dua etti mi etmedi mi" tarzı lüzumsuz tartışmalardan kurtulduk.
- Yeniden Refahçılar ile Atatürkçülerin ortaklaşmasına şaşmaktan kurtulduk.
- Sosyal medyada "Papa Türkiye'de" konulu videolara maruz kalmaktan kurtulduk.
- Papa'sal paranoyalardan, Vatikan'sal komplolardan kurtulduk.
HER GEÇEN YIL SAYGINLIĞI DAHA DA ARTAN BİR ÖDÜL
İLİM Yayma Ödülleri'nin temel özellikleri şunlar:
- Esere, buluşa, teze veriliyor.
- Yüzlerce eser, buluş ve tez arasından seçim yapılıyor.
- Seçim süreci acayip titiz. Seçim kriterleri acayip zorlu.
- Sadece üç ödül veriliyor: BİR: Büyük Ödül. İKİ: Mühendislik, Doğa ve Sağlık Bilimleri. ÜÇ: Sosyal Bilimler.
Haberin Devamı- Ödül alan biliminsanlarına hatırı sayılır bir maddi ödül de var.
- Ödül alan bilim insanları, ödül aldıktan sonra asla unutulmuyor. İletişim ve etkileşim sürdürülüyor.
Bu temel özellikler, İlim Yayma Ödülleri'ni Türkiye'nin en büyük akademik ödülü haline getirmiş durumda.
*
Bu yıl üç akademisyen ödül kazandı:
*
- PROF. DR. ÖZCAN EREL: Büyük Ödül onun oldu. Neden Çünkü Özcan Hoca, "kilometrik TOS yöntemini ve ölçüm kitini" geliştirmiş. Buluşunun özellikleri şunlar: Kolay uygulanabilir, güvenilir, düşük maliyetli ve otomasyona uyumlu.
*
- PROF. DR. BARIŞ BAYRAM: ODTÜ'de fizik alanında çalışmalar yapan Bayram Hoca, yeni nesil yapay zekâ donanımlarının geliştirilmesine sunduğu katkılar nedeniyle bu ödülü aldı.
*
Haberin Devamı- PROF. DR. ŞENER AKTÜRK: Koç Üniversitesi'nde "karşılaştırmalı siyaset" alanında araştırmalar yapan Şener Hoca'nın aldığı ödülün konusu şu: Yaklaşık 500 yıllık bir süre boyunca Batı Avrupa'nın farklı bölgelerindeki tüm Müslüman ve Yahudi nüfusun nasıl yok edildiğini özgün bir soykırım kuramıyla ortaya koymak.
*
Bir de müjde var. Bilal Erdoğan'ın yaptığı açıklamaya göre İlim Yayma Ödülleri, 2027'den itibaren uluslararası hale gelecekmiş.
*
Nobel'e imrenerek bakmak yerine... Kalk bir mum yak.

12