Etkin pişmanlık olayı kolayca geçiştirilemez
Ekrem İmamoğlu davasında bazı şüpheliler, etkin pişmanlıktan yararlandılar.
Etkin pişmanlık...
İtiraftır. Suçu kabullenmektir. Suça iştirak edenlerle ilgili bilgi vermektir.
Yani suçun ete kemiğe bürünmesine, somutlaşmasına yönelik önemli bir veridir.
İmamoğlu davasında bazı şüphelilerin etkin pişmanlıktan yararlanması...
CHP yönetiminin...
- Duruşunu bozuyor.
- Söylemini zedeliyor.
- Stratejisini örseliyor.
- Anlatısını zayıflatıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunun farkına varmış olacak ki dün ilk kez "etkin pişmanlıktan yararlananlar" meselesine değinerek şöyle dedi:
"Düne kadar yere göğe sığdıramadıkları arkadaşlarını 'pişman oldu' diye müfteri ilan ediyorlar."
Etkin pişmanlık meselesi, köprüye İmamoğlu posteri asarak halledilecek bir mesele değildir.
Haberin DevamıNECİP FAZIL'A SORACAĞIM SORU
İstanbul'da açılan Necip Fazıl temalı bir sergide...
Yapay zekâ sayesinde Necip Fazıl'la birebir sohbet etme imkânı sunan bir sistem de yer alıyormuş.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu sistemden yararlanarak Necip Fazıl'a sorular sormuş.
Bu sistemden yararlanma imkânı bulursam Necip Fazıl'a şu soruyu soracağım:
"Ey şair! 'Sakarya Türküsü' adlı şiirinde 'Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya Yüzüstü çok süründün ayağa kalk Sakarya' demiştin. Yıl: 2025. Şöyle bir baktığında Sakarya'nın ayağa kalktığını düşünüyor musun"
DOKUZ ÇOCUK BABASI DOKUZ ÇOCUK DEDESİ
Geçen gün aralarında yaptıkları muhabbetten öğrendik ki:
- Erdoğan'ın 9 torunu...
- Aliyev'in 9 torunu...
Varmış.
Tam bunu öğrenmişken dün de şöyle bir haber geldi:
İngiltere'nin eski Başbakanı Boris Johnson, dokuzuncu kez baba olmuş.
Dedeler ve babalar arasında şöyle bir kıyaslama var mıdır acaba:
9 çocuk dedesi olmak mı daha muhteşem, 9 çocuk babası olmak mı
Haberin Devamı70'LERDE KALMIŞ BİR AYDIN: LİVANELİ
Sosyalist Enternasyonel'de konuşmuş ve şöyle demiş Zülfü Livaneli:
"Bugün sağın kullandığı temel araçlar din, milliyetçilik ve sermayedir. Solunsa tek bir silahı vardır: Kültür."
Ne kadar da eski bir şablon. Ne kadar da 70'ler klişesi.
Ne kadar da naftalin kokan bir yaklaşım.
1970'lerin aydını olan ve 1970'lerden milim kopamayan Livaneli'nin bırakın 2025'i, 2010'ları falan 1990'ları bile anlaması mümkün değildir.
TÜRKİYE'NİN EN GÜZEL BALONLARI
Dört yaşındaki oğlu kanseri yenen bir baba, "