Çete çökerten yiğit savcı
Yavuz Engin...
Büyükçekmece'de savcı.
Yenidoğan çetesinin soruşturmasını yürütüyor.
Yenidoğan çetesi, öyle cüretkâr bir çete ki...
Savcıyı, makam odasında ölümle tehdit ediyorlar.
Sadece savcıyı mı
"Markete giden eşin, camiye giden baban, çocukların" falan diyerek savcının ailesine de tehditler savuruyorlar.
Normalde insan, kendi canı için endişelenmese bile ailesi için endişelenir değil mi
Hayır! Asla!
Yenidoğan çetesini soruşturan savcı Yavuz Engin, bu tehditlere hiç aldırmıyor.
Yiğitçe bir duruş sergiliyor, milim geri adım atmıyor.
Ve bu tehdidi savuran çete üyelerini yakalatıyor.
Savcı Yavuz Engin, cesur duruşunun ardından yaptığı paylaşımda şöyle dedi:
"Kurt kapanına girerek kucağımıza düşen şahıslar, Türk adaletinin elindedir. 2400 yıllık Türk devlet geleneğine kafa tutanlar pişman olacaklar ve bizimle hiç tanışmamış olmayı dileyeceklerdir. Bana destek sunanlar ve sunmayanlar daima hafızamda olacaktır."
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıSavcı Yavuz Engin'in teşekkür ettiği kurumlar da var:
"Şahsım ve aileme yönelen eylemler nedeniyle başlatılan soruşturmada başta Adalet Bakanlığı, HSK'yı temsilen Mehmet Akif Ekici başkanımız ve Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılarımız olmak üzere... Özellikle soruşturmayı cesaretle yürüten Önder Savcımıza, katkı sunan Mehmet Emir Savcımıza ve İstanbul İl Jandarma Komutanlığı'na ve vatandaşlarımıza şükranlarımı sunarım."
Helal olsun size Savcı Yavuz Engin.
Cumhuriyet, sizin gibi savcılar sayesinde ilelebet payidar kalacaktır.
YENİDOĞAN ÇETESİNİN ÜZERİNE ÖYLE BİR GİDİLMELİ Kİ
HER şey 2023 yılında CİMER'e gelen bir şikayetle başlamış.
O günlerde İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü'nde görev yapan Malik Türkay Esin, dönemin İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu'nun makamına gidiyor.
Diyor ki:
"Sayın İl Müdürüm. Bir CİMER şikâyeti var. İddialar korkunç. Bizim yaptığımız denetimler ve araştırmalar da bu ihbarı doğruluyor. Bununla ilgili özel bir çalışma yürütmek istiyoruz."
Kemal Memişoğlu'nun bu talebe karşılık verdiği yanıt şu oluyor:
strong class'read-more-detail'Haberin Devamı"Sonuna kadar gidin."
Olayın üzerine gidiliyor.
Ortaya korkunç bir tablo çıkıyor.
Malik Türkay Esin'in anlatımıyla aşağı yukarı şöyle bir tablo:
"Kayıtları dinlemesem, görmesem bunun bir korku filmi ya da kasıtlı olarak sağlık camiasını kirletmek amacıyla yapılabilecek bir iş olduğunu düşünürdüm. Bir insan olarak bunun yapılabilmesi hakikaten ciddi bir patoloji. Hele bir de bebeğe yapılmasını aklınız kabul etmiyor."
Toplum vicdanını ayağa kaldıran bu olayda iki esaslı suç var:
- BİR: Yenidoğan bebeklerin ölümüne yol açmak.
- İKİ: Devleti, bebekler üzerinden dolandırmaya kalkışmak.
İktidara destek olanların da muhalif olanların da vicdanları ayakta.
Ortak talep şu:
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıBu korkunç suçları işleyenlerin gözünün yaşına bakılmasın!
Bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, bu konuda gür bir seda ile haykırması ve olaya el koyması şart.
- Bu korkunç suçlara bulaşan çetenin tüm üyeleri...
- Bu korkunç suçlara yataklık yapan hastanelerin tümü...
- Bu korkunç suçların ele başları...
- Bu korkunç suçlara seyirci kalan kamu görevlileri...
Tek tek hesap vermeli.
Bu çetenin üstüne öyle bir gidilmeli ki...
Sonuçta küstahça ve pervasızca işlenen bu suçlar nedeniyle ayağa kalkan toplum vicdanı tam olarak rahatlamalı.
İYİ Kİ CİMER VAR
"CUMHURBAŞKANLIĞI İletişim Merkezi - CİMER" diye bir merkezimiz var.
Bu merkez, vatandaşlardan gelen her türlü şikâyeti, çok sağlıklı ve düzgün biçimde değerlendirip gereğinin yapılmasına eşsiz katkılar sunuyor.