'Bil Bul' ekine dokunmamalıydık

Dolardaki dalgalanma, kâğıt fiyatlarındaki fahiş artış falan derken..."Tasarruf şart" dedik ve tuttuk gazetenin "Bil Bul" ekini biraz kuşa çevirerek Kelebek'in içine aldık.Bir anda çarşı karıştı.Bitmek tükenmek bilmeyen tepkiler.Mailler, mesajlar, telefonlar...Protesto üstüne protesto.Mesela Tamer Barut adlı bir okurumuz şöyle diyordu:"Ahmet Bey... Uzun yıllardır Hürriyet okuruyum. Aynı zamanda 'Bil-Bul' bulmaca ekiniz benim olmazsa olmazımdı. Özellikle hafta sonları en büyük zevkimdi. Fakat bu hafta sonu tek sayfa bulmaca eki görünce büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Lütfen bu eki eski haline getirir misiniz İnsan uzun yılların alışkanlığından kolay vazgeçemiyor."Mesela Üstün Yürekli adlı okurumuzun sitem dolu mesajı şöyleydi:"Sayın Hakan... Yeni yılın ilk gününde 'Bil-Bul' ekinin hacminde yaptığınız yüzde 66'lık indirim, piyasalarda beklediğimiz indirimlere hiç benzemediğinden şahsen bende şok etkisi yarattı. 'Bil-Bul', benim gibi emekli olup da kısıtlı imkânı olanların tek eğlence kaynağı idi. Biz emeklilere yaptığınız bu büyük kötülük için sizi kutlar, teşekkürlerimi sunarım." Bu iki mesajı, gelen binlerce mesajın içinden seçtim.Tepkiler üzerine hemen ilgili birimlerimiz toplandı.Ve "Bil Bul"un eskisi gibi yola devam etmesine karar verildi.Böylece yaşayarak öğrenmiş olduk ki...Bulmacasına dokunulan okurun geri adım attıramayacağı gazete yönetimi yoktur.Ve yine öğrenmiş olduk ki...Halkın bulmacasına dokunmayacaksın.BAYILDIĞIM TİPHiçbirzamla ilgilenmeyen, sadece Starbucks'taki kahvelere gelen zamla ilgilenen tipler var.Nedenini bilmiyorum ama...Bayılıyorum bu tipolojiye.OMİKRON'U CİDDİYE ALMAYA BAŞLADIMÖnceden pek ciddiye almıyordum Omikron'u."Yatağa düşürmüyor, yoğun bakıma yatırmıyor, halsizlik bile yapmıyor, sinek vızıltısı gibi bir şey, çok da şey etmemek lazım" deyip duruyordum.Fakat son günlerdeki şimşek gibi artışını gördükçe ve hiç de etkisiz eleman olmadığını anladıkça...Virüsün ilk günlerindeki kadar olmasa da ciddiye almaya başladım.Ve ben artık şunları yapıyorum:- Kalabalık yerlerden uzak duruyorum.- Fahrettin Koca'nın paylaşımlarına dikkat kesiliyorum.- Vaka sayısını günlük olarak takip ediyorum.- "Hocam, ne yapmalıyız" diye sorular soruyorum.- Maskeye karşı yeniden bir duyarlılık geliştiriyorum.- Günde en az sekiz kere uzun uzun elimi yıkıyorum.Ve tabii azıcık aksırıp tıksırınca "Acaba korona mı oldum" diye kaygılanmayı da ihmal etmiyorum.KILIÇDAROĞLU DOĞRUSUNU SÖYLÜYOR VE YAPIYORSon günlerde bir sokağa çıkma tartışması var.CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bu konuda en son şu açıklamayı yaptı:"Bizim kitabımızda sokağa çıkmak yok. Ama haksızlığa uğrayan herkesin hakkını arayacağız. Demokratik yollardan arayacağız."Bazıları Kılıçdaroğlu'nu bu açıklaması nedeniyle...Pısırık olmakla, etkili