Bazısı gündemden bazısı gündemimden saptamalar

MAMDANİ SIKINTISI: Maalesef çok çabuk sıkılan bir tabiata sahibim. Üç gün büyük bir iştahla izlediğim bir gündemin yüzüne, dördüncü gün dönüp de bakmıyorum. Örnek olay: Mamdani. İlk üç gün ben de konuştum, takip ettim, tartıştım. Dördüncü günkü durumum: Mamdani denilince bir bezme, bir sıkılma falan.

ATATÜRK'E MEVLİT: Atatürk, ölüm yıldönümlerinde nasıl anılmalı Dinsel merasimlerle mi, seküler törenlerle mi Bu konuda ben tam bir liberalim: İsteyen saygı duruşunda durur, isteyen Fatiha okur, isteyen Mevlit okutur. Tek tipçi anma dayatmasına kesinlikle karşıyım.
*
ALİYEV: Karabağ Zaferi'nin yıldönümünde bir Aliyev saptaması: Karabağ Zaferi, Aliyev'i Azerbaycan'ın tartışmasız lideri yaptı. Karabağ Zaferi'nden sonra Aliyev tartışması yapmak, zafere ihanetle eş değer hale geldi. Bir şey daha söyleyeceğim: Zaferden sonra Aliyev de liderlikte epey olgunlaştı.
*
SOKAK ÇOK FARKLI: Güngören'de bir diş kliniğinin açılışına gittim. Manzara şu: Sarıklı hocalar, başı açık kadınlar, sosyal demokratlar, dindar siyasetçiler... Hepsi açılıştaydı. Husumet Sıfırdı. Öfke İzi tozu bile yoktu. Espriler Havada uçuşuyordu. Sonuç Türkiye'nin sokakları ile sosyal medyası arasında gerçekten de devasa bir uçurum var.
*
NUMAN KURTULMUŞ: Genel yayın yönetmenleriyle yaptığı basın buluşmasına ben gidemedim ama toplantının tüm "çıktılarını" baştan sona dikkatle okudum. Şahane bir toplantı olmuş. Hem Numan Kurtulmuş'un açıklamaları hem de meslektaşlarımızın soruları müthiş.
*
ÇIKTI: Son zamanlarda bu sözcük herkesin dilinde. "Konferansın çıktıları" deniyor mesela. "Zirvenin çıktıları" deniyor mesela. "Marjında" sözcüğü gibi bu da dilimize yerleşti. Numan Kurtulmuş'tan söz ederken ben de kullandım bu sözcüğü. Üstelik bana pek sevimli gelmese de. Neyse. Neyse.
*
AZİZ İHSAN AKTAŞ: Bu adam CHP'nin yumuşak karnı haline geldi. Ekranlara çıkıp CHP'nin önemli isimlerine meydan okuyor. İşin tuhaf tarafı CHP yönetimi, bu adamın meydan okumalara karşı sessiz. CHP'den "Hop" diyen yok bu adama. Ali Mahir Bey bile konuya dalmıyor. Neden acaba "Fazla kızdırmayalım da başımıza daha fazla bela olmasın" diye düşünüyor olabilirler mi
*
ÖZEL / İMAMOĞLU: Bir kez daha söylüyorum: Özgür Özel, İmamoğlu'dan bağımsızlaşmalı. Bunu derken şunu kastetmiyorum: İmamoğlu'nu unutmalı, İmamoğlu'na sahip çıkmamalı. Hayır, hayır. Tabii ki unutmamalı, tabii ki sahip çıkmalı. İmamoğlu'ndan bağımsızlaşmaktan kastım şu: Partinin sadece İmamoğlu gündemine takılıp kalmasından kurtulması.
*