Altan Bey'in ardından
"Altan Abi", "Hikmet Abi", "Bülent Abi" falan... Bu "abi" nitelemesinden pek hazzetmem. Fakat şunu söylemeden de geçemeyeceğim: Altan Öymen, hem gazetecilikte hem siyasette abilik yapmış biridir. "Abi" nitelemesini baştan sona hak eden ender şahsiyetlerdendir. Yani "abi" nitelemesine Altan Bey için katlanabilirim.
- Zarif bir insandı Altan Bey. Her durumda nezaketini korumasını bilirdi. Her zaman güleryüzlü bir ciddiyeti vardı. Ama aynı zamanda da hep belli bir mesafesi olurdu. Tamam, sıkıcı biri değildi ama mavracılık da yapmazdı.
*
- Altan Öymen, benim için süper güvenilir bir referans kaynağıdır. Bunu da en çok onun hayatını yazdığı kitaplarından anladım. Şu üç şeyi birden yapıyordu o kitaplarda Altan Öymen... BİR: 1930'lardan başlayarak çocukluğunu, gençliğini ve olgunluk dönemini gündelik hayatın ayrıntılarına dalarak anlatıyordu. İKİ: O sırada Türkiye'nin siyasi olaylarını kılı kırk yararak, objektif olmak için üstün bir gayret sergileyerek anlatıyordu. ÜÇ: O sırada dünyada neler olup bittiğini de çıldırtıcı ayrıntılara dalarak anlatıyordu.
*
Haberin Devamı- Gençlere hep söylüyorum: Eğer Türkiye'nin ve dünyanın yakın tarihini öğrenmek istiyorsanız mutlaka Altan Öymen'in hayatını anlattığı bu kitapları okuyun. Hem yakın geçmişin gündelik hayatını... Hem Türk siyasetinde yaşananları... Hem de dünya siyasetinde olup bitenleri... Kavramış olursunuz.
*
- Çok sohbet etmişliğimiz var Altan Öymen'le. Bu görüşmelerde bir mizah duygusu yakalayamadım. Pek bir esprisizdi. Ancak hayatını anlattığı kitaplarda süper incelikli bir mizahla karşılaştım. Kendi kendime "İronisi çok sağlam adammış, neden sohbetlerde bunu göstermiyor acaba" dediğimi anımsıyorum.
*
- Bugünlerde hiçbir kesim, hiçbir siyasetçi, hiçbir gazeteci... Hakikate sadakat konusunda titizlenmiyor. Yalan söylemeden, gerçeği çarpıtmadan ne siyaset yapılıyor ne gazetecilik. Hakikat, hem öksüz hem yetim. Kitleler de hakikati aramıyor artık, hoşa gidecek çarpıtmaları arıyor. Artık herkesin mottosu aynı: "Yalan da olsa söyle, hoşuma gidiyor". Altan Öymen için şunu söyleyebilirim: Siyasi açıdan tam taraf olsa da gerçeğe sadakati çok yüksek bir isimdi.
*
- Gazetecilikte başarı sağlamış isimlerin siyasette başarılı olma ihtimali çok düşüktür. Çünkü gazeteciliğin kurallarıyla siyasetin icapları birbirleriyle her zaman çatışır. İyi bir gazeteci olan Altan Öymen, iyi bir siyasetçi olamadı. O nedenle esas olan Altan Öymen'in gazeteciliğidir, siyasetçiliği değil.
*
Haberin Devamı- Bazen biriyle aynı siyasi görüşü paylaşmazsınız, geçmişe ve geleceğe bambaşka açılardan bakarsınız, apayrı hayat tarzlarına sahip olabilirsiniz. Ama buna rağmen o kişiye büyük saygı duyarsınız. En karşıtınız olsa bile onun için "Düzgün ve dürüst bir adamdır. Sırtını dönebileceğin biridir" dersiniz. Elinden, dilinden kötülük gelmeyeceğini bilirsiniz. Altan Öymen işte öyle biriydi.
TOM BARRACK'A NEDEN GÜVENİLMEZ
Tom Barrack...
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi... ABD'nin Ankara Büyükelçisi...
*
Bu adam...
- Türkiye'nin tezlerine çok yakın.
- Suriye'de Türkiye'nin kırmızı çizgilerine saygılı.
- Suriye'nin bölünüp parçalanmasına razı değil.
- SDG'ye pek pas vermiyor.
Haberin Devamı- Amerikan askerlerinin Suriye'den çekileceğini söylüyor.
*
Ama bütün bunlara rağmen güven olmaz Tom Barrack'a.
Neden
*
Çünkü söz konusu İsrail olunca...
Bütün ABD'li yetkililer gibi Tom Barrack'ın da orada durması mecburi.
Söz konusu İsrail olunca...
Ağzından bal damlayan Tom Barrack'ın bir anda ağzından kan damlamaya başlar.
*
İsrail denklemde olduğu müddetçe...
Tom Barrack'ın güvenilir bir adam olmasının mümkünü yoktur.
MURAT ÇALIK / AYŞE BARIM
Bu benim bu konuda yazdığım üçüncü yazı.
*
Murat Çalık ve Ayşe Barım... İki tutuklu... İkisinin de sağlık koşullarının tutuklu kalmaya uygun olmadığı söyleniyor.