AK Partili milletvekilleri ekranlara çıkmalı

Uzun zamandan beri ekranlarda iktidarı savunma işi, iktidar yanlısı gazetecilere terk edilmiş durumda.

Oysa Meclis'teki bütçe görüşmelerinde fark ettik ki...

AK Parti adına konuşan vekiller...

- Çok sağlam argümanlarla konuşuyorlar.

- Polemik konusunda hayli başarılılar.

- Her türlü tartışmanın altından kalkabiliyorlar.

- Karşı ataklarda çok iyiler.

- Her soruya yanıt verebilecek donanıma sahipler.

- Muhalefeti terletecek çıkışlar yapabiliyorlar.

- İktidarın icraatını çok iyi anlatıyorlar.

*

Dört şey söyleyeceğim bu konuda:

*

- BİR: İktidarı savunmak, gazetecilere bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir.

*

- İKİ: AK Parti'nin, milletvekillerini ekranlardan uzak tutması akıl alır gibi şey değil.

*

- ÜÇ: Çoklu tartışma programlarında AK Parti'yi gazeteciler değil AK Parti milletvekilleri savunmalıdır.

*

- DÖRT: Gazetecilerin asli işlevlerine dönmesi de ancak bu şekilde mümkün olacaktır.

Haberin Devamı

MUSTAFA VARANK'IN MECLİS PERFORMANSI
- ALAYCILIK AÇISINDAN: Kıyıcı bir alaycılığı var Varank'ın. Eleştirilerinde kıyıcı alaycılığı, bir yöntem olarak kullanıyor. Muhataplarını hop oturtup hop kaldırması biraz da bu yüzden.

*

- GÖNDERMELER AÇISINDAN: Hafızalarda yer etmiş ve güncelliği bitmemiş konulara gönderme yapmayı ihmal etmiyor Varank. Bedava traktör vaadi gibi... Mezarlıkta rakı gibi... Bu göndermeler de muhatapları çıldırtan unsurlardan.

*

- KIYASLAMA AÇISINDAN: "Biz şunları yaparken onlar bunları yaptı" tarzı bir kıyaslama yöntemine de pek bayılıyor Varank. Basit ve net örneklemelerle süslüyor kıyaslamalarını. Etkisi Muhataplarının öfkesinde ortaya çıkıyor.

*

- ÜSLUP AÇISINDAN: Çok genç, çok güncel, çok dinamik bir üslubu var Varank'ın. Yeni dönemin ruhuna süper uygun bir üslup. Sosyal medyada örneklerine sıkça rastladığımız türden bir üslup. Bu üslup da muhataplarını fena yapıyor.

MECLİS'TE YUMRUKLU KAVGA ŞAŞIRTTI MI
Valla beni şaşırtmadı.

Çünkü şöyle bir tablo vardı Meclis'te:

*

Haberin Devamı

TANSİYON: Sürekli yükseltiliyordu. GERİLİM: Sürekli arttırılıyordu. SÖZLER: İncitmenin ötesine geçiyordu. POLEMİK: Herkes bunun peşindeydi. GENEL HAVA: Bir müzakere ortamından ziyade bir savaş düzeni söz konusuydu. TRİBÜNLER: Konuşan herkes, taraftarlarına "lafı amma da koydu ha" dedirtmek istiyordu. BAĞIRMA: Tez anlatma, yerini bağırarak dikkat çekmeye bırakıyordu. DOZAJ: Televizyonlardaki tartışma programlarının gerilim dozajının üç bin kat fazlası söz konusuydu. TEMA: Bir tema yoktu, herkes en yumuşak karından vurmaya çalışıyordu. FİKİR: Lafazanlık, laf ebeliği, laf sokma falan... Bunlar vardı. Olmayan tek şey şuydu: Fikir tartışması. SOKAK RÖPORTAJLARI: Sokak röportajlarında ahalimiz bazen birbirine girer ya... Meclis'teki tartışmalar, bundan bir tık daha ilerideydi. Bir tık ama. Fazlası değil.

*

Haberin Devamı

Bu tablodan asıl yumruklu kavga çıkmaması şaşırtıcı olurdu.

KILAVUZU CENGİZ ÇANDAR OLANIN
DEM'li Cengiz Çandar, Hakan Fidan'a, "Suriye konusunda çok sert açıklamalar yapıyor" diye yüklendi.

*

Peki AK Partili Galip Ensarioğlu ne yaptı

O da Cengiz Çandar'ın kılavuzluğunda Hakan Fidan'a, "Suriye konusunda çok sert açıklamalar yapıyor" demeye getirdi.

*

Peki dün ne oldu

Dışişleri Bakanı Fidan, Milli Savunma Bakanı Güler ve MİT Başkanı Kalın, Suriye'ye üçlü çıkarma yaptı.

Çıkarmanın amacı:

SDG'nin 10 Mart Mutabakatı'na uymasını sağlamak.

*

Böylece Galip Ensarioğlu, açığa düşmüş oldu.

O zaman hükmü verelim:

Kılavuzu Cengiz Çandar olan AK Partilinin açığa düşmesi kaçınılmazdır.
SAADETTİN SARAN'IN O TOPLANTIYA KATILMAMASI

Her yıl olduğu gibi bu yıl da 1 Ocak sabahı İstanbul Galata Köprüsü'nde Gazze'ye destek yürüyüşü yapılacak.