Uzmanlar söylüyorlar:

Bizdeki yangın yönetmenliği...

Şahane! Mükemmel! Boşluk yok! Her ayrıntı var!

Şöyle aşamalardan geçmiş bizdeki yönetmelik:

- 2002 YILI: Avrupa Birliği standartlarına uygun yangın yönetmeliğiçıkarılmış.

- 2007 YILI: Aynı kapsamda yönetmelik daha da mükemmelleştirilmiş.

Mükemmelleştirdikçe mükemmelleştirmişiz yönetmeliği yani.

MÜKEMMELE GÖRE DURUM

Mükemmelleştirdiğimiz yangın yönetmeliğimize göre Kartalkaya'da yanan otelde olması gerekenlerin bazıları:

- "Yağmurlama sistemi" olması şart.

- Acil durumlar için "sesli uyarı sistemi" kurulması zorunlu.

- Hatta bir "anons sistemi" kurulması da zorunlu.

- İki adet yangın merdiveni olması lazım.

- Kaçış yolları belirlenmeli, yangın dolapları olmalı, jeneratörlerin yerleri işaretlenmeli.

Peki yönetmelikte yer alan bu gereklilikler yerine getirilmiş mi

- Faciayla sonuçlanan acı gerçeğe baktığımızda... Hayır, getirilmemiş.

- Yıllardır yapılan denetimlere baktığımızda... Evet, getirilmiş.

NASIL BİR DENETİM BU

Kafayı siyasetle bozmuş herkes...

"Denetleme yükümlülüğü belediyede mi, bakanlıkta mı" diye tartışma yürüterek "Nasıl yaparız da bu yangından bizim siyasi taraf değil de karşı taraf zarar görür" diye çırpındıkça çırpınıyor.

Belediye denetlese ne olacak

Bakanlık denetlese ne olacak

Denetimi hangi kurumun yaptığından çok daha önemli olan denetimin yapılma biçimi.

Hepimiz biliyoruz:

Bu denetim işlerinde genellikle ahbap çavuş ilişkisi büyük rol oynar.

AİLECEK OTELİMİZEBEKLİYORUZ

Cebini kazandığı büyük paralarla şişirmiş otel sahibi ile denetimi gerçekleştiren görevliler arasında genellikle bir "al takke ver külah" yaklaşımı olur.

Otel sahibi "MüfettişBey, sizi ailecek otelimize bekliyoruz" der.

Müfettiş Bey de "her şeyiyle yönetmeliğe uygundur" raporunu veriverir.

Ve olay biter.

Muhteşem bir yönetmeliğimiz var.

Peki ya bir denetim ahlakımız var mı