Mektep-medrese kavgası sürüyor mu

Millî Eğitim Bakanı "Müfredatı yenileyecek"lerini söyledi. Gerekçe olarak da "Tekrarlanan konular var" dedi.

Her ne derse desin, Türkiye'de Millî Eğitim her zaman ana sorunların temeline oluşturmuştur. Ta, I. Abdühamid'den bu tarafa bu böyledir.

Neden I. Abdülhamid

Çünkü o dönem, eğitim Batılılaşmanın (Modernleşmenin) giriş kapısıdır da ondan. Daha geriye götürenler olabilir, ama somut adımlar burada başlar. Türkiye'de ilk Batılı okul olan Mühendishane-i Bahri Hümayun bu dönemde açılmıştır. Adı üstünde mühendislik okulu. Dönemin fizik ve matematik bilgilerine dayalı olarak kurulan laikseküler eğitim veren okul budur. Onun dışında kalan bütün okullar medresedir. Şifa medreseleri hariç, hepsi bir çeşit imam hatiptir.

Henüz Millî Eğitim Bakanlığı kurulmadığı için de haliyle medreseler gibi Şeyhülislamlığa bağlıdır.

Batılı okul açılması, aynı zamanda eğitimde ikiliğin de başlangıcıdır.

Eğitimde ikilik olunca, siyasette de, ideolojide de ikilik olacaktır. Nitekim öyle olmuştur. Ve Türkiye'de "Asri"ler (ModernlerBatıcılar) ile gelenekçiler ayrımı böyle başlar ve devam eder. Bugün de herkes, içinde yaşadığı ırmağın diliyle konuşmaktadır.

Medreseciler medrese, millî eğitimciler, okulun diliyle konuşuyor. İki arada bir derede olanlar da var tabii.

Neden böyle

Çünkü eğitim demek, kalın yazıyla "Farklılaştırma" demektir. Farkı, kişinin öğrendiği bilgi yapar. Tıp öğrenirsiniz, artık lisedeki gibi olmazsınız, doktor olursunuz. Beyniniz matematik bilgisiyle donatılır, matematik öğretmeni olursunuz. Öğrendiğiniz bilgi, sizi, bilmez iken bilir, anlamaz iken anlar hâle getirmiş ve siz farklılaşmışsınızdır.

İşte eğitimin bu sihirli ve dokunduğunu değiştirici gücü, onu her şeyin önüne koyar. Bu sebeple, bütün ideolojilerin amaçları arasında eğitim vardır. Bütün politikacılar, eğitimden söz eder. Ve elbette bütün iktidarlar insana dokunmak istediği için eğitimle amacına ulaşmak ister.

Halen içinde yaşadığımız dönemde bile, ilahiyatçıların ana konusunu, modernizm eleştirisi oluşturmaktadır. Haklı oldukları taraflar var tabii. Modern olan, ilerlemeci ve gelişmecidir. Dini olan taraf ise gelenekçi ve değişmeye dirençlidir. Ne yazık ki, değişim ırmağı sürekli değişip dönüşerek, içinde tarihi de sürükleyip akıyor. Dinler ise doğası gereği, "Nas" tır. Hep, aynı kalmak ve değişmemek zorundadır.

Bu sebeple öğrendiklerimiz sebebiyle, medrese-mektep çatışması, dünden bugüne taşıdığımız amansız bir hastalık gibidir. Türkiye'nin tam 300 yıldır çözemediği kronik sorun, işte budur. Bu sorun, siyasete de damgasını vurmaktadır.

Millî eğitimde niçin tarikatlar ve cemaatler var Neden sürekli eğitimi yap-boz tahtasına döndürüyorlar.