İç cephe, dış cephe MİLLİ BİRLİK
Mübarek kavramlar vardır, günü gelince çok aranır. İşte şimdi iktidar ve büyük ortağının ağzından teker teker dökülüyor.
İç cephe, dış cephe ve milli birlik.
İç cephe, dış cephe her ikisi de milli birlik kavramında vücut bulur. Büyük küme, milli birliktir.
Demek ki lazım oldu.
Lazım oldu da peki, ortam, zaman, siyasetin yarattığı psikoloji, yönetenlerin ülkeyi içine soktuğu durum buna izin veriyor mu
Ta en başından bu tarafa Türkiye'yi ayrıştırarak iç cepheyi daha doğrusu milli birliğimizi hedef alarak iktidara yürüyen AKP'nin, şimdi "İç cephe" arayışına girmesini şaşırarak izliyoruz. Gerçi iktidarın aradığı "iç cephe" bizim anladığımız milli birlikçi bir yapıyı ifade ediyor mu o tartışılır. AKP, "iç cephe" derken, bildiğimiz milli birliği değil, kendi siyasetinde bütünleşen, partisinin görüşlerine katılan bir bütünleşmeyi tarif ediyor. Kısaca arkamda hizalanın diyor.
Topyekûn iç cephe, bütün tolumu kucaklayan toplumsal zemini ifade eder.
İç cepheyi oluşturmanın ön koşulu nedir
Güven!
Güvenin önkoşulu nedir
Nitelikli adalet ve hukuk düzeni.
Türkiye'yi ötekileştirerek yöneterek bugünlere gelen iktidarın en sonunda katlettiği ideal düzen. O düzen, bir özleme dönüşmüş durumda.
"Adil düzen" seminerlerinde siyasallaşan bir kadronun günün birinde iktidar gelip, sıklıkla dinlediği ve benimsediği "Adil düzen" yerine, tam tersini inşa edeceğini kim bilebilirdi ki.
Bilemezdik. Nitekim bilemedik.
"Adil düzen" yerine, haksızlık, hukuksuzluk düzeni kurdular. Şimdi, "İsrail'in hedefi Türkiye" diyorlar.
Hayret!
Daha dün Fetö ile birlikte Türk silahlı kuvvetlerine operasyon düzenliyorlardı. Nitelikli kadroları, hukuk eliyle, hiçbir terslikle karşılaşmadan yağdan kıl çeker gibi tasfiye ettiler. Türk ordusunun komuta sistemini değiştirdiler. Ve en sonunda yaptıklarını bütün topluma alkışlattılar.
Dediler ki "Vesayeti ortadan kaldırdık."
Artık darbeler olmayacak.
Siyasal rejim, tepesinde Demokles'in kılıcı gibi duran askerden kurtulduğu için gerçek bir demokrasi ile varlık gösterecek. Öyle sandık. Ve hiçbirimiz sormadık. Vesayetin yerine başka vesayet gelecek mi diye. Onlar da söylemedi. Sonunda büyük ortak devreye girdi ve askeri vesayetin yerine geçecek yeni vesayet sisteminin kapısını araladı.
Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi.
2017'de bir sandık hilesi ile tepemize çöktü. O geldikten sonra, kişisel vesayet düzeni, kurumsal vesayetin yerini almağa başladı. O düzeni kuranlar, şimdi "İç cephe" çağrısı yapıyor.
"İsrail tehlikesi" nden söz ediyor.
Halbuki çok değil, daha birkaç yıl evvel bir bahane ile, devletin hafızasına Amerikancıları sokmuş, Türkiye'nin beynini o güruha teslim etmişlerdi. "Kozmik Oda" olayını, "Asıl hedef Anadolu" diyen Bahçeliye ve kendisine vesayet rejimi bahşettiği Erdoğan'a da hatırlatmamız gerekiyor.
İç cephenin