Amerikan vesayeti tescillendi

Türkiye devleti kurulduğundan bugüne ABD'den "Meşruiyet" alacak hale mi geldi

Maalesef öyle.

Türklük adına üzücü bir durum.

İHA-SİHA'ları Teknofest'de sergileyerek, kendi vatandaşına "çok şey yaptık ve başardık" propagandası yapan iktidar, ABD'den F-35 alabilmek için ter döküyor.

KAAN yaptık, satıyoruz, lakin F-35, F-16 alabilmek için yalvarıyoruz. İktidar basını, bu durumu başarı hikayesine çevirip, allayıp pulladıktan sonra kamuoyuna satıyor.

Osmanlı'nın Gerileme döneminden bu tarafa-Atatürk dönemi hariç- aynı siyasi mantık sürekli tekrar ediyor. Milim şaşma yok.

Önce ticari imtiyazlar veriliyor. Sonra anlaşmalar yapılıyor.

İşte bakın, ABD'ye gitmeden önce Amerikan mallarına vergi indirimi geldi. Sonra ticaret anlaşmaları. Hepsi alma üzerine kurulu. Hepsi satanı memnun etme üzerinden gerçekleşiyor.

Mağdur alıcı ülke olarak, üreten kapitalist ve emperyalist ülkeyi memnun etmenin biricik yolu bu.

Trump gerindikçe geriniyor, şiştikçe şişiyor. Halkının önünde Amerika için yine büyük ticaret anlaşmaları yaptığını söylüyor. Üreten ve satan ülke olmanın üstünlük psikolojisi içinde, mağdur alıcısının incitmemek için net cevaplar vermiyor. "Caatsa yaptırımları kalkabilir!" Halbuki yetki kendisinde. İsterse hemen bir imza ile gereğini yapar. Ama yapmıyor.

Niye

Üstünlüğün gücünü, ağırlığını ve baskısını hissettirecek.

Bizim gerileme dönemi medyası seviniyor. Trump Erdoğan'ın koltuğunu çekti. Efendimize saygı gösterdi.

Azıcık geriye dönüp Yükselme dönemine baksa, içinde bulunduğumuz durumun Fatih karşısında Venedik elçisine benzediğini anlayacak. Mümkün değil, bakmıyor.

Hep verme ve hep alma üzerine kurulu, yoksunluk üzerinden yürüyen dış politika, bir türlü Türkiye'nin de rekabetçi olduğu, ürettiği ve karşılıklı eşit ticarete dayanmıyor.

Niye

Çünkü bizi yönetenler, "Büyük Türkiye" sözünü halktan oy almak için laf olarak, siyaseten söylüyor. Böyle bir amaçları yok. Pratikte, üretmek yerine satın almayı seçiyor.

Bak emperyalizme

Ne diyor gerine gerine.

"Başkan (Donald) Trump 'Çözüm olarak ona meşruiyet vermeliyim' dedi. Şu an bu oluyor. Bence bunun sonucunda büyük değişiklikler göreceksiniz" diyor.

Kim kime meşruiyet veriyormuş

Trump Erdoğan'a.

Peki biz, bütün Türkiye Cumhuriyeti'nin halkı ne oluyoruz

Sürü mü

ABD'nin icazetli köleleri mi

Siyasi meşruiyeti ABD veriyorsa, Anayasaya ne işe yarıyor

Adama bak. Bir de "Bunun sonucunda büyük değişiklikler göreceksiniz" diyor.

Türkiye'de siyaset, dışardan meşruiyet isteyecek hale geldiyse, bu ülkeyi Türk Milleti yönetmiyor demektir. Yasal düzen, kurulu sistem vesayet altında demektir.

ABD Türkiye büyük elçisinin sözleri aşırı iddialı.