Murat Kurum, İBB Spor İstanbul'un kapısına vurulan zinciri kırmaya geliyor

2024 mahalli yerel seçimlerine iki haftadan az bir süre kaldı. Saçındaki 'rengini' merak eden müşterisine, berberinin verdiği 'biraz sonra görürsün' cevabı, bugün için söylenmiş gibi. İstanbul'da, buhranlı geçirdiği son 5 yılından kurtulmak için 31 Mart'a sayılı günlere girildi. CHP (Millet İttifakının) adayı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Haziran 2019 seçimleri öncesi verdiği 'seçim' vaatlerinin, bugünlerde kendisine sorulduğunda 'hatırlamadığı' gerçeğini gözünün önüne getirdiğinizde, bu anlayışın İstanbul'a neleri kaybettirdiği az-çok tahmin edersiniz. Bir İstanbul aşığı olarak 'Senin günahın neydi ki Ekrem İmamoğlu ve ekibi seni yönetmeye kalkıştı, Ey Aziz İstanbul' demekten kendimizi alamıyoruz, maalesef. Bunu söyletecek kadar vahim bir durum yaşatıldı koca-nadide şehre, emin olun. Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı iştirak şirketlerinin ulaşımdan eğitime, sosyal işlerden spora kadar, birçok konuda heba edilen son beş yıl. Sormak istiyorum size, Hastane yolunu yapmayan bir yönetimden ne beklenebilir ki Bakın, Büyükşehir Belediyesi Meclis üyelerinin çoğunluğu AK Parti ve MHP'den oluşmasaydı (180'e 131), İstanbul'un bugünden daha büyük kayıplarının önüne geçilemezdi, emin olun. İstanbul'un kaybı sadece mali kayıpla sınırlı değil (Tevfik Göksu; Bütçesi ayrıldığı halde yapılmayan yatırım 127 milyar 365 milyon). Manevi kaybının ne olacağını (Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ŞubeMüdürlüğü kurulma teklifi Ak Parti ve MHP oylarıyla reddedilmesi) düşünmek bile istemiyor insan. Böylesine kayıp-rezil bir tablo-sürecin sonlanması için, şunun şurasında az bir süre kaldı, inşallah.

BUHRANLI GÜNLERİ BİTİMİNE

SAYILI GÜNLER KALDI

Her ne kadar hatırlamak dahi istemesek de, yazımızın başlığındaki 'zincir'in ne manaya geldiğini merak eden okuyucularımız olabilir. Eski parti liderleri Kemal Kılıçdaroğlu (şu an hangi görevde olduğunu bilen az çıkar sanırım) "CHP'li belediyeler hiçbir çalışan işçinin işine son verilmeyecek, size namus sözü veriyorum" demesine rağmen, işten çıkarılanlar (Sayın Murat Kurum'un açıklamalarından anlıyoruz ki, İBB'den son 5 yılda 33 bin 725 kişi işten çıkarıldı, 46 bin 967 kişi de işe alındı) Spor İstanbul çalışanları, işinden-aşından edilen onbinlerce emekçinin içerisindeydi. Böylelikle, Ekrem İmamoğlu ve ekibi için 'Sporun olduğu yerde dil, din, ırk olmaz' sözünün geçerli olmadığını görmüş olduk. Çalışmak için sabah evinden çıkıp, çalıştığı Spor İstanbul'un yolunu tutan spor emekçisi, akşam işinden atılmış şekilde evine dönüyordu. Bu nasıl bir zulüm! Bakın biz bu yazımızı yazarken, işine son verilen Spor İstanbul çalışanlarının bazılarının, işe dönüş davalarının halen devam ettiğini duyuyoruz. Maksat zorluk çıkarmak, mağdur olana daha fazla mağduriyet yaşatmak değil mi! Mevcut yönetimin, işten çıkarılanlar için 'Seçim yatırımı için, son aylarda işe alınanlardı' yaygarasını hatırlarsınız. Araştırdığımızda, Hiç de öyle olmadığına şahit olduk. Bugüne baktığımızda, Spor İstanbul gibi şirketlere işçi alımının devam ettiğini görüyoruz. Bunları dilendirmemizin nedeni, her defasında söz ve icraatta çelişki-tutarsızlığın abidesi olmaya aday olan mevcut İBB yönetimi için diyoruz ki; 31 Mart 2024 seçimleri gidici olur da, İstanbul daha fazla 'haksızlığa' uğramaz