Bayramlar... Gazze... Süper Kupa... Vefat...

Bugün Bayram. Bayramın kimin için ne manaya geldiğini, içinde bulunduğu ruh hali, yaşadığımız ve şahit olduklarımızla karşılık buluyor. Sevinç-hüzün, kazanmak-kaybetmek, yaşam-ölüm gibi birçok düşünce sarmalar sürecin paydaşı olan bizlere. Tüm mesele anlama, idrak etme ve yorumlama becerisini göstermekte. Olaylar öyle hızlı gelişiyor ki, bir bayram yazısında nelerin olması gerektiği konusunda üzerinde fazla düşünmeye bile mahal bırakmıyor.

Ölmeden önce ölmenin sırrını keşfetmek için düşünce tufanına savrulmaktan kendini alamıyor insan. Ayakta kalabilmek gayret ve becerisini göstermemiz kadar, varlığımızın teminatının ne manaya geldiğini idrak etmek de önem taşıyor. Soluklanmak için hayat ağacının gölgesinde geçirildiği sürede, ebedi ahiret için sermaye edinmek için sarf edilenin ne olması gerektiğinin önemi hatırlatıyor bayramlar bizlere...

GAZZE'DE SOYKIRIM SÜRÜYOR...

Bugün Bayram. Her yeni bir günün sabahında, Gazze gerçeğiyle yüzleşiyoruz. Katil İsrail'in Gazze şeridine düzenlediği saldırılarda 6 ay geride kalırken, saldırılarda en az 14 bin 500'ü çocuk, 9 bin 560'ı kadın olmak üzere 33 bin 207 Filistinli kardeşimiz şehit olurken, 75 bin 933 kişinin yaralandığı haberine tanık oluyoruz. Tanık olduklarımızın hesabını nasıl vereceğimizden habersiz. Siyonist emperyalist güçlerin bitmek bilmeyen soykırım ve şahit olduklarımız karşısında acizlik yaşıyoruz.

Şahit olduklarımız ve somut bir adım atamayışımız hüzne gark ederken, katliamın o korkunç yüzüne seyirci kalmamızdan dolayı, insanlığımızdan utanır hale geldik. Her defasında Ölmeden önce ölmeninfaziletini idrak edip, ölüm düşüncesini aldığımız nefesin her anındaalanında yer alması olgunluğuna erişme özlemi çekiyoruz. Özlem kadar, harekete geçememenin acziyetini yaşıyoruz, Allah (cc) bizleri affetsin...

SÜPER KUPA "TİYATROSU"

Bugün Bayram. Bayram günü bile futbolu yazmaya mecbur bırakıyorlar, maalesef. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) öncülüğünde Fenerbahçe ve Galatasaray paydaşlarının katılımıyla gerçekleşen Süper Kupa finalinde rezaletin ikinci ayağı yaşandı. Önce Suudi Arabistan'da, ardından Şanlıurfa'da. İstenmeyen olaylara çanak tutanların gerekli cezai müeyyide (şahısları futboldan süresiz men) uygulanmadığından, futbolumuz ve taraftarlarını tartışmanın içine çekmek kaçınılmaz oluyor.

Geçmişte yaşananlardan dersdersler çıkarılsaydı, bu kez Şanlıurfa şehri ve futbolseveri bu 'tiyatroya' alet olamazdı. (Tiyatroyla ne demek istediğimizi merak edenler www.yeniakit.com.tryazarlarali-karahasanogluali-koc-fenerbahceyi-neye-hazirliyor-ya-da-45033.html linkinden Ali Karahasanoğlu Abimizin 'Ali Koç Fenerbahçe'yi neye hazırlıyor, ya da' başlıklı yazısını okumalarını tavsiye ediyorum). Süper Kupa maçının daha birinci dakikasında (dakika bir gol bir sözünü ispatlarcasına) sporseverin hevesini kursağında bırakılmasının kimsenin hakkı olmamalı. Tribünde yerini alan ve maçın başlamasıyla birlikte, takımının sahadan çeken Ali Koç'un ne yapmak istediğini, bugüne kadar gerçekleştirdiği örneklerine baktığımızda anlamamamız imkânsız.