Üç ayın sonunda 22 bin 600 'ölüme' sessizlik, 'protestoya' hapis!

Soykırımcı İsrail'in Filistin topraklarında uyguladığı insanlık dışı vahşetin boyutu her geçen gün ağırlaşıyor. Abluka altında hayatta kalma mücadelesini sürdüren Filistin halkı, insanlıktan nasiplenmemiş katil sürülerinden kurtulmak için, kendisine uzatılacak yardım elini bekliyor. İslam coğrafyasında yer alan Filistin topraklarının mazlum ve mağdurları, ölümle birlikte, hastalık ve açlıkla imtihanda. Bölgede yaşam mücadelesi gün geçtikçe ağırlaşmakla kalmıyor, her geçen gün ve saatte, katiller sürüsü İsrail'in saldırıları sonucu hayatlarını kaybeden ve yaralananların sayısının arttığına şahit olmaktayız. Soykırımcı İsrail'in sergilediği vahşet, sadece bombalamayla sınırlı değil. Gözü kana doymayan siyonist işgalciler, Filistinlilerin yerleşim yerlerine gözünü dikmiş durumda. Müslüman halkı, doğup büyüdüğü topraklardan göçe zorlamak için, Gazze ve Batı Yaka başta olmak üzere, pek çok kente baskın düzenlediği haberleri geliyor. Anadolu Ajansında yer alan şu haber bile, vahşetin geldiği halin korkunç boyutlarını gözler önüne sermeye yetiyor "İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 9 bin 730 çocuk, 6 bin 830 kadın olmak üzere 22 bin 600 Filistinli hayatını kaybetti. Enkaz altında binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı tahrip ediliyor." Siyonistlerin İslam topraklarında yaşattığı böylesine bir katliamdan 3 ay geride kaldı. İsrailli teröristlerin bitmek bilmeyen saldırılarında, işgalcilere karşı topraklarını terk etmeyen kardeşlerimizin, içinde yer aldığı hayat şartları her geçen gün ağırlaşıyor. Resmi kaynakların açıklamalarına bakıldığında, Gazze'de açlığın acil seviyeye ulaştığı, bu süreçten 5 yaşın altında 335 bin çocuğun yetersiz beslenmeden dolayı hayatını kaybetme riski altında

İsrail'in Filistin işgal ve katliamı, geçmişin izini taşıyor. Bugün ise bu insanlık dışı muamele, had safhaya ulaşmış durumda. Bakınız, araştırma kaynaklarına göre Gazze nüfusunun yüzde 4'ü hayatını kaybetti, kayboldu veya yaralandı. Siyonist İsrail'in bölgede gerçekleştirdiği soykırıma hangi insanlıktan nasiplenen, hangi vicdan sahibi duyarsız kalabilir ki! Sanat, Spor ve Siyasetin (3S) toplumlar üzerinde etkisi tarihin akışına iz bırakırken, bugün Filistin'deki İsrail katliamında, 3S olarak adlandırılan camiaların İsrail'in insanlık dışı ortadoğu coğrafyasında uyguladığı ve yazımızın giriş bölümünde gündeme getirdiğimiz katliamları da göz önüne aldığımız da (ki halen bölgede kan dökülmeye devam ediyor) oldukça önem taşıyor. Bu bağlamda, kalplerin nasırlaşmaması adına, milyarlarca insanı peşinde sürükleyen sporun etki alanı önem taşımaktadır...

Uzmanlara göre 'Zihnin bir şeye alışma süresi 20 gündür, 21. günde ise alışkanlık kazanılmış olunur.' Evet, siyonist işgalinin Filistin'deki soykırımın 3 ayı geride kaldı. Yarın ise nelerin olacağı, dahası belirsizliğini koruyor. Hal böyle, toplumsal güven ve huzurun olmadığı yerde sporun olmayacağına göre, böyle insanlık dışı bir ortamın oluşmasında rol oynayan İsrail'e yönelik protestoların her geçen gün artması gerekmektedir. Sporun paydaşlarından UEFA, FIFA, FIBA gibi sporun içerisinde yetki sahibi kurum ve kuruluşlar, söz konusu İsrail soykırımına duyarsız kalması, bağlı bulunduğu ülkelerkulüplerin sporcuların protestolara katılmalarına engel teşkil edilmemesi anlamı taşımamaktadır. Spor camiası, İsrail'in başlattığı soykırımına ilk haftalarında tepkisini ortaya koyup, karşı koyma eylemleri gerçekleştirirken, bugün aynı protestoları azalmaya başladı maalesef. Oysaki 'el, dil, kalp' ile yapılan her türlü gösterieylemhareket, Filistin'deki mağdur ve mazlum kardeşlerimiz için, bir güvenin yansıması olacaktır. İngiltere Premier Lig ekibi Liverpool'da forma giyen