Sporun yarar ve zararları 'atbaşı' yol almaya devam ediyor. Vatandaşa götürülen veya sergilenen spor branşlarının kim veya kimler tarafından 'servis' edildiği önemi oldukça fazla. Belediyelerin hizmet anında yer alan spor adı altındaki hizmetleri de bunlardan birisi. Kanunların (5393-5216) kendilerine verdiği yetkiyi halkının menfaatini düşünerek hayata geçiren belediyelerin faaliyetlerinde çeşitlilik göstermektedir. Hareket, egzersiz ve sporun bireysellikle başlatan ve süreçle toplumsal kazanma dönüşmesi için ilgili kanunlarla donatılan belediyeler, ellerindeki mevcut bu imkânları nereler de kullanıp kullandıkları dikkat çekiyor. Kaynakların da ne derecede halkın yararına sunulduğu veya tam tersi, sürecin halkın yararından uzak, hatta zararına işletildiğini görmemek 'kamu vicdanı' adına önem arz etmektedir. 'Atbaşı' konusu ise, ayrı bir yazı konusu. Devam edelim KAMU MALININ KULLANIMI Bundan tam 5 yıl önce yine bu satırlarda 'Belediyeler; engelli ve sporun neresinde' başlıklı yazımızı kaleme almışız. Yazımızın giriş bölümünde "Görev dediğimizde, üzerimize düşen, bizi mesleğimiz icabı çepeçevre saran 'spor' konusu. Öyle ise bu sorumluluk konusunu her defasında yazmak ve dillendirmek adeta boynumuzun borcu. 'Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandı' hadisi şerifi ve hesap gününü düşündüğümüzde, sorumluluğumuz daha da artmakta" ifadesini kullanmışız. Önemine binaen, gerek tesisleşme, gerekse diğer spor hizmetleri (malzeme yardımı, başarılı sporcuyu ödüllendirme, spor kulüplerine yardım, spor kulübü kurma v.b.) layıkıylahakkaniyetle yerine getirilengetirilmeyen görev ve sorumluklar. Bu uygulama ve eylem planlarının merkezi ve yerel yönetimbirlikler tarafından uygulanışı ve takibi titizlikle sürdürülmesi gerekmektedir. Söz konusu hizmetlerin sunulduğu yer (belediyeler), halkın seçimiyle gerçekleştiği ve mali finansmanı kamusal kaynaklardan oluştuğu için, bu önem daha da artmaktadır. Bir nevi kamu malının yine halkın yararına