Sporda kural koyucuların işgal ve soykırımcı İsrail'le imtihanı!..
Ahmet Gülümseyen
Spor organizasyonları/yarışmaları, toplumları bir araya getirme, din, dil ve ırk ayırt etmeksizin düzenlenir. Düzenlenen etkinlikte yarışma alanına çıkan sporcular, birbirlerine zarar vermeyecek şekilde üstünlük kurmaya, kazananın kaybedeni tebrik ettiği bir ortamda gerçekleşir. Ülke ayırt etmeksizin katılımın serbest olduğu faaliyetler, açılış törenleriyle başlar, kapanış törenleriyle son bulur. Taraflar belirlenen yıllarda bir kez daha bir araya gelmek için birbirlerine veda ederler…
İŞGAL VE SOYKIRIMCI İSRAİL'E NEDEN YASAK UYGULANMAZ!
Yazımıza, giriş bölümünü okuyan siz değerli okuyucularımız, yazımızın başlığına bakarak 'İçinde bulunduğumuz zaman dilimiyle İsrail'in Filistin'de vahşice uyguladığı soykırım/katliamıyla nasıl bir bağ oluşabilir ki!' şeklinde bir haklı düşünceye kapılabilirler! Sporun organizasyon düzeyinde yapılış gayesini anlatırken, İsrail soykırımı altında Filistin'deki olaylarla o kadar alakalı ki. Bugün dünya yönetiminde söz sahibi olan batılı sömürgeci anlayışın, sporda da benzer uygulamaların içinde olduğunu rahatlıkla söyleyebilirsiniz. Sporu önce kurallarını belirleyip yarışmacı kimliğine büründüren batıl anlayış, sonrasında yarışmacı kimliğiyle ülkeleri bir araya getirip organizasyon düzenliyor. Bakıyoruz da, bugüne kadar bu organizasyonlarına İsrail'i temsilen katil sürülerine hiçbir yasaklayıcı yaptırım uygulanmıyor…
SPOR YÖNETİMLERİNDE KİMLER VAR!
Spor organizasyonlarının din, dil ve ırk ayırt etmeksizin… deniliyor. Bugün Filistin'de yaşananlara bakın. Bölgede bir işgal, işkence, zulüm ve ölüm var. Fanatik Yahudilerin, Müslümanlar üzerinde bir güç gösterisi, yok etme planı işlemeye devam ediyor. Böyle bir tabloya tüm dünya seyirci. Bu kesimin arasında vicdanlarının sesini dinleyen yok değil. Dünyanın dört bir yanında yer alan duyarlı insanlar, İsrail'in Filistin'deki vahşeti, gerçekleştirdikleri gösterilerle kınarken, ülkelerinde kukla/piyon konumundaki yöneticilerinin, katillere tepki göstermeleri sesiz kalırken, soykırımcı İsrail'in yanında yer almaya devam ediyorlar (silah satışları bunu gösteriyor). Bu da ideolojik, siyonist anlayış 'kollarının' nerelere uzandığını göstermektedir. İçinde bulunduğumuz zaman diliminde ülke yöneticileri gibi spor organizasyonlarında da kural koyucu ve uygulayıcıların nasıl bir anlayışa sahip olduğu gerçeğini yansıtıyor. Tüm branşlarda uluslararası düzeyde yapılan organizasyonları temsil eden UEFA, FIFA, IOC, FIBA gibi kuruluşların siyonist ve haçlı bir anlayış tarafından yönetildiğinin aksini kimse söyleyemez. Rusya-Ukrayna arasındaki savaş bahane edilerek, Rusya'nın uluslararası organizasyonlardan men edilmesi buna açık/bariz örnek. Bir başka örnek, İsrail'in Filistin'de ölüm saçmasına rağmen, bu terör örgütü temsilen uluslararası spor organizasyonlarda boy göstermesinin normal karşılanması, affedilir bir yanı olamaz…
NORVEÇ'İN MAÇ GELİRİ GAZZE'YE
Sporu uluslararası düzeyde yönetiminden bahsederken, İsrail terör örgütünün organizasyonlarda boy göstermesini protesto eden ülkeler yok değil. Norveç Futbol Federasyonu, İsrail maçının bilet gelirinin Gazze'ye bağışlayacağını açıkladı. 2026 Dünya Kupası elemelerinde İsrail'in katılım göstermesi FIFA'nın ayıbıdır. Filistin'de gerçekleştirdiği soykırımla bir ismin (İsrail) uluslararası düzeyde yarışmalara katılım göstermemesi gerekiyor. Norveç Futbol Federasyonu ise, eğer İsrail'le bu yarışta yer almaya mecbursak, biz de bu maçın gelirini Gazze'ye bağışlayacağız diyor. Federasyon başkanı Lise Klaveness'ın açıklamalarında şu ifadeler yer alıyor; "Ne biz ne de diğer kuruluşlar, Gazze'deki sivil halkın uzun süredir maruz kaldığı insani acılara ve orantısız saldırılara kayıtsız kalabilir. İsrail, FIFA ve UEFA'nın müsabakalarının bir parçası ve bununla başa çıkmalıyız. Ancak maçtan elde edilecek geliri, Gazze'de her gün hayat kurtaran ve sahada aktif acil yardım çalışmaları yürüten bir insani yardım kuruluşuna bağışlamak istiyoruz." Bu ve benzeri yardımlar, ülkemiz ve tüm dünyada sporu yönetenlere örnek olması gerekiyor. Bakın, ABD'nin desteğini alan İsrail kimliğini taşıyan katiller, bölgeye uyguladığı abluka ve yardım girişi yasağı sonucunda bugüne kadar 112'si çocuk, 271 masum kardeşimiz açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybetti. İsrail soykırımı bitirilmediği takdirde, bu sayının artması endişe verici…
TUTUKLU SPORCUNUN GÖRDÜĞÜ İŞKENCE
Uluslararası Spor Organizasyonlarında her sporcunun eşit şartlarda yarışması sözü, İsrail zulmü ve işkencesi altındaki Filistin'de sporcuların durumunu hatırlama /hatırlatma gerekliliğini ortaya koyuyor. Katil sürüsü İsrail'i temsil eden isimlerin spor müsabakalarında yarıştığı dönemde, acımasızca şehit edilen veya haksız yere tutuklanan Müslüman sporcuların bölgede yaşadıkları dikkat çekiyor. 7 Ekim 2023'ten bu yana ABD'nin de desteğiyle Gazze Şeridi'nde öldürme, açlıkla cezalandırma, yıkım ve zorla yerinden etme gibi eylemleri sonucunda bine yakın sporcu hayatını kaybetti. Hayatta kalan sporcular da ya tutuklanıyor, ya öldürüyor, ya da sürgün hayatı ve açlığa tabi tutuluyor. İsrail hapishanelerinde 30 kilo kaybeden Filistinli vücut geliştirme şampiyonu Semir Tertir (35), özgürlüğü elinden alınıp, mağduriyet yaşayan isimlerden. Eski Milli sporcu'nun yaşadıkları Anadolu Ajansı'na (aa) şöyle yansıyor; "'Herhangi bir gerekçe sunmadan idari tutuklu olarak yaklaşık 480 gün İsrail hapishanelerinde tutuldum. 5 Ağustos'ta serbest bırakıldım.Tutuklandığımda yaklaşık 83 kilogramdım, serbest bırakıldığımda ise 54 kilogramdım. İsrail hapishanesinde 16 ay tutulduğum sürece yaklaşık 30 kilo kaybettim. Hapiste kaldığım 16 ay, 18 yıllık sıkı çalışma, yorgunluk ve kas geliştirme çabalarımı ziyan etti.' Hapishanede tutulmanın ve yorgunluğun hâlâ bedenini ve psikolojisini etkilediğini belirten Tertir, 'Yiyecek olmadığı için yaklaşık 5 ay oruç tuttum. Verilen yemekleri de toplayıp akşamları yiyorduk. Yemek olmadığı için bir iki gün ara vererek 16 ay oruç tutanlar vardı.'" Şimdi soruyor, bir ülke sporcusu böylesi bir mağduriyet yaşarken, Uluslararası spor kuruluşları bu haksızlığa niçin seslerini yükseltip, karşı koymuyorlar!...